2002 kasım seçimlerinde biçare kalan iş alemi CHPye destek verse de AKPnin iktidara gelişini önleyemedi. Seçim sonrası bir şaşkınlık içine giren sermaye iktidarla çatışma içinde olamazdı. Nitekim uzlaştı da. Ancak bu uzlaşmada iki etmen rol oynadı. Biri, mevcut ekonomik politikalar sürdürülmesi, ikincisi de iktidarın gücü karşısında biat etme zorunluğu.İstikrar politikaları IMFnin arzuları doğrultusunda sürdürüldü. Sonuçlar da tatmin edici oldu. Enflasyon düşerken, büyüme yüksek seyretti. Ancak hükümetin işleri doğru götürdüğünü düşünenler, aslında IMF bayağı iyi götürüyor dese daha doğru olur. Hükümetin hangi politikası IMF dışında veya IMFye rağmen belirlendi ki?Şu anda nominal bileşik faizler yüzde 26 civarında. Oysa 12 aylık enflasyon beklentisi yüzde 8 civarında. Hatta dün açıklanan Yüksek Planlama Kurulunun yüzde 5lik 2005 TÜFE hedefi belirginleşince beklentiler belki de yüzde 6lara oturacak. O zaman da reel faizler yüzde 18 gibi bir rakamı aşacak. Peki, bu astronomik faizin nedeni ne olabilir? Bizim aklımıza öncelikle güvensizlik geliyor. Demek ki hala bir güvensizlik var. Ancak içeriye belli bir sıcak para girerse reel faizler makul hale gelebilecek.2005 şubatında IMF ile mevcut stand - by sona eriyor. Ancak herkes IMF ile bir süre daha devam etmenin doğru olacağı kanısında. Hükümet bile buna çoktan razı. Hükümete güven tam olsaydı, IMF ile yola devam etme gereği olur muydu? Elbette olmazdı. Kısacası, piyasalar bu hükümete tam olarak güvenemiyor.Birincisi, işsizlik hala düşmüyor. İşte geçen hafta açıklanan son rakamlar ortada. Geçen yılın ilk çeyreğinde işsizlik yüzde 12.3tü. Yıl sonunda bu yüzde 10.3e kadar düşmüştü. Ancak 2004 yılının ilk çeyreğinde işsizlik tekrar yüzde 12.4 olarak belirlendi. Demek ki, işsizliği azaltacak politikalar bir türlü üretilemiyor. IMF sosyal politikalarla ilgilenmez. Bunlarla hükümetin ilgilenmesi gerek. Peki hükümet ne yapıyor? Koca bir hiç!İkincisi, kamu finansmanında sorun görünmese de, kamu bankalarında rehabilitasyon durdu. Sosyal güvenlik açığı giderek milli gelir içinde büyüyor. Reformun adı bile geçmiyor. Ve nihayet milli gelir içinde borç küçülüyor, ama kamu borcu aslında büyüyor. Çünkü güvensizlik nedeniyle reel faizler çok fazla. Bu da bu denli faiz dışı fazla fedakarlığına rağmen hiç de tatmin edici değil.Nihayet, cari işlemler dengesinde pek bir sorun görünmese de, dış ticaret dengesizliği uçmuş gitmiş durumda. Açık, geçen yıla göre yüzde 90 artmış! Daha ne olsun? Bu açık turizm ve işçi dövizleri gelirleri sayesinde atlatılsa da, sorun göz ardı edilmemeli.İşadamlarının şunu söylemesi gerek: Kimi aksasa da IMF bazı işleri bayağı iyi götürüyor abi, ama hükümet bir tuğla koyamıyor! hgunes@milliyet.com.tr Bu sözü son zamanlarda iş çevrelerinde öyle sık duyuyoruz ki. Sanki gerçekten işlerin iyi gitmesi tamamıyla hükümetin seçtiği ve uyguladığı doğru politikalar sayesinde.