2002 yılında solcu lider Lula da Silva iktidara gelirken, Brezilya'da mali piyasalar ciddi biçimde ürkmüştü. Enflasyon zaten iki haneliydi. Brezilya parası real hızla düşerken, dolar cinsinden Brezilya tahvilleri ABD Hazine bonolarının yüzde 25 kadar üstüne fırladı. Ancak Lula'nın atadığı Maliye Bakanı Antonio Palocci hedeflenen faiz dışı fazla hedefini yüzde 0.5 artırarak, yüzde 4.25'e çekince, Brezilya'nın borçlarını ödemekte kararlı olduğunu göstermiş oldu ve güven de sağlandı. Geçen hafta derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's Türkiye'nin ekonomik dengeler bakımından Brezilya'dan daha iyi noktada olduğunu belirtti. Bunu değerlendirebilmek için her iki ülkenin de verilerine bakmak gerek. Lula'nın döneminde, yani son üç yılda Brezilya ekonomisi ortalama yüzde 2.6 büyüdü. Bu daha önceki dönemlere göre oldukça başarılı bir performans. Ancak Türkiye'nin son üç yılıyla karşılaştırıldığında bunu parlak bir performans olarak nitelemek mümkün değil.Mali disiplini sağlamak pek kolay olmuyor. Milli gelirin yüzde 38'ini vergilendiren Brezilya, bütçe içindeki yatırımları milli gelirin yüzde 0.5'ine düşürmüş durumda. Yani mali disiplin büyümeyi frenliyor. Öte yandan, izlenen sıkı para politikası bir yandan özel kesim yatırımlarını sınırlarken, diğer yandan da realin sürekli değer kazanmasına neden oluyor ve artık bu dış ticaret fazlasını tehdit ediyor. Bu da Türkiye'nin içinde bulunduğu duruma çok benziyor.Lula sık sık kalıcı bir büyümeyi, yüksek fakat geçici bir yapıya tercih ettiğini açıklıyor. Bu yıl beklenen büyüme yüzde 3.5. Yani Türkiye'nin hedeflediğinin altında. İktidara gelmeden Lula üç yıl içinde 3.5 milyon kişiye iş yaratılacağını vaat ediyordu. Bu yönde en önemli adımı, bankaların çalışanlara ücretleri karşılığında tüketici kredisi açmasının devreye sokulması oldu. Tüketici kredileri patladı. Bu aynı zamanda yoksulluk oranında da gözle görülür biçimde düşüş sağladı. Brezilya yavaş büyüyor Türkiye'de işsizlik düşmezken, Brezilya'da iş yasasındaki değişiklikler emek piyasasını rahatlattı. Öte yandan, devlet yardımı alan yoksullar 8.7 milyon aileye, yani nüfusun hemen hemen yüzde 20'sine ulaştı. Asgari ücret yüzde 25 oranında arttı. Kısacası, Brezilya'nın makroekonomik performansı Türkiye'ninkinden daha iyi olmasa da, Lula'nın sosyal politikalardaki performansı Türkiye'den çok daha başarılı oldu.Tabii, bu arada merkezi devletin harcamaları milli gelir içinde yüzde 17.7'den yüzde 18.8'e çıktı. Çok ciddi bir hantallık ve verimsizlik içinde olan devletin yeniden yapılanması ise bir türlü gerçekleştirilemedi. Brezilya'da enflasyon yüzde 5.7. Yani Türkiye'ninkinden düşük. Ancak faizler yüzde 17.29. Bu da Türkiye'ninkinden oldukça yüksek. Reel faizlerin bu denli yüksek olmasının nedeni acaba aşırı sıkı para politikası mı, yoksa mali disiplinin yeterince sıkı uygulanamamış olması mı? Öte yandan, realin sürekli değer kazanıp dış ticaret dengesini bozması karşısında ne yapılacak? İşte bunlar ortak sorunlarımız. İki ülkenin karşılaştırılması elbette kolay değil. Ama Türkiye ekonomisi büyüme açısından daha iyi performans göstermiş olsa da, bunun dış denge üzerindeki hasarı çok daha fazla oldu. Brezilya borçları erken ödeyebilirken, biz dış borcumuzu sürekli artırıyoruz. hgunes@milliyet.com.tr Sosyal politikalar güçlü