Geçtiğimiz hafta 2003 yılına ait milli gelir rakamları açıklandı. 2003 yılında ekonomik büyüme yüzde 5.8 olmuş. Oysa 2002 yılında bu yüzde 7.9du. İlk bakışta, büyümenin yavaşladığı sanılabilir. Oysa gerçek farklı. Büyüme hızlanmış.2002 yılında özel tüketimin bir miktar toparladığını biliyorduk. 2003 yılında tüketim adeta patlamış. Yıl boyunca 3 kat daha hızlı artış gösteren tüketim büyümeye ciddi olarak katkıda bulunmuş. Aslına bakarsanız CNBC - enin tüketim verilerinden yıl boyunca bu gelişmeyi gözlüyor ve sık sık yazıyorduk. Özellikle son çeyrekte tüketimdeki artışın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10dan fazla geliştiğine dikkat edilirse bunun boyutu daha iyi anlaşılır.Kamu tüketiminde reel daralma sürüyor. Mali disiplin 2002 yılında seçimler nedeniyle tam anlamıyla elde edilmemişti. Ama 2003 yılında kamunun kendi tüketimine ciddi bir fren uyguladığı anlaşılıyor.2002 yılının ikinci yarısında kamu kesimi yatırımlarını yoğunlaştırmıştı. Bunun temel olarak seçimlerin etkisiyle oluştuğunu biliyoruz. Ancak 2003 yılında kamu yatırımlarında ciddi bir daralma gözleniyor. Özel yatırımlarda ise tam tersi bir gelişme gözleniyor. 2002 yılının başında yüksek enflasyon ve yüksek reel faizler nedeniyle yaprak kımıldamayan yatırımlar, yılın ikinci yarısında toparlanmaya başladı. Hatta seçimler yaklaştıkça daha da yoğunlaştı. 2003 yılında özel kesim yatırımlarında ciddi bir canlanma görülüyor.İhracatın büyüme üzerinde olumlu, ithalatın da ters etki yarattığını biliyoruz. 2003 yılında ihracat 2002 yılına göre daha da fazla olumlu katkıda bulunmuş. Bununla beraber, gerek iç tüketim, gerekse son dönemde artan yatırım eğilimine rağmen, ithalatın büyüme üzerindeki olumsuz etkisi telafi edilememiş. Çünkü 2003 yılında ithalatın artış hızı iki katına ulaşarak yüzde 27yi aşmış. 2003 yılında ekonomide büyüme hızının düşmesi de ithalattaki bu artıştan kaynaklanıyor. Ama gerçekte 2003 yılı 2002den daha olumlu geçmiş.Rakamların ışığında 2004e bakarsak; veriler daha da umut veriyor. Tüketimdeki artışın süreceği tüketici kredilerinden gözleniyor. Ancak, gerek yatırımlarda, gerekse tüketimde devlet harcamalarına fren yapmayı sürdürecektir. Öte yandan, yılın ikinci yarısında özel kesim yatırımları hızlanabilir. Çünkü kalıcı biçimde düşük hale gelen enflasyon artık yatırımcıyı korkutan, ya da caydıran bir unsur olmaktan çıkacaktır. Üstelik reel faizler de oldukça düşük düzeye gelmiş olacaktır.İhracata gelince. 2004 yılında parite faktörü artık rol oynamayacaktır. Bu nedenle ihracattaki artış hızı sürse de bu yavaşlayabilir. Keza ithalat da artık 2002 yılından sonra belli bir doyuma ulaşıp rehavete girebilir. Özetle, 2004 de gayet olumlu görünüyor. Yerel seçimlerde AKP çok oy aldı. Bunun temel nedenlerinden biri ekonomideki ferahlama. Kriz bitti. Ekonomide çarklar yeniden dönmeye başladı. Önemli bir kesimde krizdeki zor günleriyle içinde bulunulan ortamı karşılaştırınca AKP oy verdi. Oysa krizden ülkeyi çıkaran AKP değil. Daha önce alınan önlemler, iki yıldır uygulanan politikalar rol oynadı. hgunes@milliyet.com.tr