Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CUMHURBAŞKANI Gül’ün “Güzel günler göreceğiz” müjdesi, Deniz Baykal gibi düşünenlerde “Neymiş bunlar?” kuşkusu uyandırmışsa da, bazıları “Güzel günlerin gelmekte olduğunu” anlayıp, televizyonlarda gülücükler dağıtmakta...
Demek ki onlar “Kürt sorunu”nda güzel günler geleceğini müjdeleyen Cumhurbaşkanı’nın, dilinin altındaki baklayı çıkarmasını dahi beklemeden “Bu iş tamam!” diyerek kolları sıvamak üzeredirler.
* * *
BİLİRSİNİZ, biz uzun zamandır “Terörle bir yere varılmaz” safsatasıyla, hem kendilerini, hem de onları bir matah sananlara “Terörle bir yere varılır!” demiş; dedik diye de eleştirilmiştik.
Terörü bastırabilseydik, bugünlere gelir miydik?
* * *
“HANGİ günler mi?”
Ege Cansen, geldiğimiz ve gelmek üzere olduğumuz günleri o kadar açık seçik, bazı kafalara vura vura anlatıyor ki...(xx)
İlk tespit, tabii tahmin:
“PKK maalesef (veya bazılarınca maalmemnuniye hem siyasi hem de yenilmezliği kabul ettirerek bir bakıma askeri cephede de TC’yi yenmiştir.”
Tespit bu, ya bundan sonrası:
“İşte tam bu ortamda, Kürt meselesinin çözümü için şartların oluştuğu söylenmektedir. Bir açıdan bu ifade doğrudur. Çünkü TC azmini kaybetmiştir. Esasen barış anlaşmaları hep böyle zamanlarda yapılır. İki tarafın da davasını sürdürme ümidi devam ediyorsa, barış olmaz. Taraflardan biri, davasından vazgeçmişse vakit tamamdır. Türkiye yorgundur. Suçluluk kompleksi içine itilmiştir. Ne olacaksa olsun, yeter ki terör bitsin deme noktasına gelmiştir. Zaten terörün amacı da karşı tarafı bu noktaya getirmektir. Hiçbir terör örgütü, terör olsun diye terör eylemi yapmaz. Amaç, her zaman siyasidir. Bu şartlar altında ‘ümit veren’ müzakerenin gündemini örgüt belirleyecektir.”
* * *
DİYELİM ki barış görüşmeleri (!) başladı, herkes “Aman ne iyi” diye sokaklara mı dökülecek?..
Elbette değil, lakin “Kandildekiler”in “Silah bırakılsın!” değil, “Silahlar sussun!” haberini memnuniyetle karşılayanların tutumunu tahmin edebiliyor musunuz?
* * *
EGE Cansen tahmin etmiş:
“Yandaş ve dindar diye adlandırılan medyadakiler başta olmak üzere liberal yazarlar, PKK’nın ileri süreceği şartları makul bulacaktır. Çözüm, yani bölünme için gerekli psikolojik ortam oluşursa, müzakereler sanıldığı kadar uzun sürmeyebilir. ABD ve AB, Türk devlet adamları ‘cesur(!) adımlar’ atabilsin diye hükümeti maddi ve manevi olarak destekleyecektir. CIA taşeronları, türlü çeşitli ‘dinleme-dillendirme-sızdırma’ haberlerle taraflı basını besleyerek, kamuoyunu oluşturacaktır. Kaldı ki, geçiminin yurtdışından gelecek paraya bağlı olduğuna inandırılmış bir toplum, dış baskılara fazlaca direnemez.”
Hâlâ “Terörle bir yere varılamaz!” safsatasında ısrarlı mısınız?
Terörle bir yere varılır, varılan yer gizli kapaklı da değildir.
Bundan sonra da açık ve seçik olacaktır.
* * *
DİYECEKSİNİZ ki “Biz laik cumhuriyetçiler bunları hazmedemeyiz!”
Ederiz, ederiz, madem demokrasi var, madem milletin demokratik meclisi var, milletin temsilcilerinin hazmettiğini kim hazmedemez ki!
Siz, siz olun midenizi sağlam tutun!
————
(x) Kim bilir kaçıncı yazının başlığı bu...
(xx) 20 Mayıs 2009, Hürriyet