FENERBAHÇE'nin, Almanya Milli Takımı kadrosunda olan futbolcusu Mustafa Doğan'ı yuhalayanlarla, Ülker İnce'nin pasaportunu karalayan Yunan gümrük polisinin anaları, babaları ayrı olsa da, dilleri dinleri ayrı olsa da, o kadar birbirlerine benziyorlar ki, onları birleştiren tek şey var, fanatizm!
Bu kişilerin, tanımadıklarından emin olduğumuz futbolcu Mustafa Doğan ile Ülker İnce'yi niçin aynı yazıda, aynı konuda yan yana getiriyoruz?
* * *
BAKIN neden; önce futbolcu Mustafa'dan başlayalım...
Mustafa Doğan, Almanya'da çalışan bir işçi ailesinin çocuğu, futbola orada başlamış, kendisini göstermiş, beğenilmiş, Alman takımlarında oynarken Fenerbahçe'ye transfer olmuş, çift uyruklu, hem Alman, hem Türk vatandaşı... Almanlar onu tanıdıkları, izledikleri için önce ümit milli takımlarında oynatmışlar, sonra takıma çağırmışlar. Mustafa Doğan Alman forması giydiği için Türk Milli Takımı'nda oynayamıyor.
* * *
BURSA'da, Almanya'yı 1 - 0 yendiğimiz maçtan önce, Alman takımı kafilesiyle sahaya çıkıyor ve seyirci onu yuhalıyor...
Niçin?
Alman takımının kadrosunda ya, onun için!
Ama bir gün önce ümit milli takım maçında yine Alman takımlarından birinde oynayan Berkant adındaki genç futbolcu alkışlanıyor, çünkü o, ayyıldızlı formayı giyip, bir de gol atmış...
Peki, Berkant, önümüzdeki günlerde Alman takımının, bir Türk takımıyla oynayacağı maçta, bize karşı oynarsa yuhalayacak mısınız?
İşte fanatizm budur!
Mustafa Doğan, Almanya'da yetişmiş, futbolunu orada geliştirmiş, Almanlar milli takımlarına çağırmışlar, bir ayağı yine Türkiye'de, sen çocuğu yuhalıyorsun!
Ayıp değil mi?
* * *
GELELİM Ülker İnce'nin pasaportuna ve Yunanlı gümrük polisine...
Ülker İnce, Gümülcine doğumluydu, Yunanlıların pasaportunda "Doğum yeri: Gümülcine" yazanlara zorluk çıkardıklarını biliyordu, pasaport şubesi de bunu bildiği için "Gümülcine"nin yanına, Yunancasını ekledi: (Komotoni).
* * *
ÜLKER İnce, Marmaris'ten Rodos'a gitti, gümrükten geçti, otele geldi, pasaportuna bir baktı, "Gümülcine" tükenmez kalemle karalanmış...
Rodos'a Belediye Başkanı'nın davetlisi olarak gelmişti, ona gitti, adam güya çok üzüldü, "Sizi otelden aratacağım!" dedi.
* * *
BİR süre sonra telefon geldi; bin dereden su getirdikten sonra, aklınca bahane buldu:
"Sizin pasaportunuzdaki Gümülcine kelimesini, Marmaris'te Türk polisi çizmiş, olabilir."
Buna kargalar bile gülerdi, "Gümülcine"yi Türk polisi niçin çizsin, Komotini çizilmiş olsaydı, belki, o da çizilmezdi ya!
Ülker İnce'nin istediği pasaportundaki bu karalamanın onlar tarafından yapıldığını belirten bir belgenin verilmesiydi; tabii verilmedi.
Ülker İnce, bunun üzerine Türkiye Konsolosluğuna gitti ve böyle bir belgeyi aldı.
* * *
İŞTE fanatizm budur.
Mustafa Doğan'ı yuhalayanlarla, Ülker İnce'nin pasaportunu tahrif eden gümrük polisi arasında ne fark var?
Dilleri, dinleri, anaları, babaları, memleketleri farklı olsa bile...
Yazara E-Posta: H.Pulur@milliyet.com.tr