"AÇIK İstihbarat" diye bir kavram vardır.
İstihbaratçı, ya da diplomatlar, gazete haberlerini, yorumlarını, köşe yazarlarını, televizyondan duyduklarını alt alta kor, sıralar, hepsinin ortak noktasını bulup, bir yargıya varırlar.
Kaba çizgileriyle "açık istihbarat" denilen budur.
Bugün biz de böyle bir şey yapmaya çalışalım, bakalım, siz ne diyeceksiniz, yorumunuz ne olacak?
* * *
BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurulu üyesi Kemal Çelik bir seminerde, IMF'ye verilen niyet mektuplarını eleştiriyor, verilen taahhütlerin kendisi için önemli olmadığını söylüyor ve noktayı koyuyor:
"Ben kendimi müstemleke (sömürge) memuru olarak görmüyorum!"
Bakan Kemal Derviş, adını anmasa bile Kemal Çelik'e cevap yetiştiriyor:
"Programa inanmıyorsan, görevde kalma mecburiyeti yok!"
Lafın tercümesi "Beğenmeyen çeker gider!"
Anında görüntü gibi, Kemal Çelik'in cevabı anında geliyor:
"Ben misak - ı milli sınırları içinde her yere giderim; Kemal Derviş nereye gider bilmem!"
Cevap yenilir yutulur cinsten değil!
* * *
İNTERNETTEKİ "Hazine" sitesinde, 3 Nisan 2002 tarihli, IMF'ye verilen niyet mektubundan bir bölüm:
"Merkez Bankası, IMF'ye verdiği bilgilerin doğru olup olmadığını, bir bağımsız denetim firmasına denetlettirecek, hazırlanan rapor IMF'ye verilecek..."
IMF, niyet mektubunu imzalayan Merkez Bankası Başkanı'na güvenmiyor, elinden peşin peşin senet alıyor.
Güngör Uras, bunun sonunun nereye varacağını şöyle anlatıyor:
"Merkez Bankası'nın tüm tuvaletleri, haftada bir temizletilecek, temizliği denetleyecek olan firmadan alınacak temizlik raporu IMF'ye sunulacaktır."
Olur mu?
Niye olmasın?
Türküyü bilmez misiniz?
"Alçaklara kar yağıyor, üşümedin mi?
Sen bu işin sonunu düşünmedin mi?"
* * *
MAHFİ Eğilmez ile Ercan Kumcu'nun yazdığı "Ekonomi Politikası" kitabından ilginç bir olay...
İngiltere'nin de, 1970'lerde IMF'ye işi düşüyor, IMF borç verdirecek ama, Maliye Bakanı'ndan da sözünü tutacağına dair niyet mektubu istiyor.
Maliye Bakanı'nın cevabı:
"İngiliz hükümeti niyetini IMF'ye değil, kendi parlamentosuna bildirir; parlamentosuna verdiği söz, IMF'ye verdiği sözden önemlidir."
* * *
BÜTÜN bunlardan sonra "açık istihbarat" raporunu Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın sözleriyle noktalayabiliriz:
"Eğer Avrupa Birliği'ne üye olmak istiyorsak, aşırı alınganlıktan, incinme duygusundan kendimizi kurtarmamız lazım."
* * *
AMAN dikkat, bizim bu yazdıklarımızdan aşırı alınganlığa kapılıp, sakın incinmeyin...
Hele hele, bağımsızlık, ulusal onur gibi kavramları unutun, değil ağzınıza almak kafanızda bile varsa kaldırıp atın...
Sonra kabağı, sizinle birlikte, bizim de başımızda patlatırlar.
Zaten bugünlerde kulaklarına kar suyu kaçmış gibi, beceriksizliklerini yıkacak yer arıyorlar.