Hasan Mert Kaya

Hasan Mert Kaya

Tüm Yazıları

Kıbrıs 649 yılında Emeviler’in ve Bizans’ın karşılıklı rızası ile özerk bir statü kazandı. 180 yıl boyunca da askerden arındırılmış bir şekilde idare edilerek bir cazibe merkezi haline geldi. Bizans ve Emeviler anakarada defalarca savaştı fakat iki devletin arasında yaşanan sorunlar yerinde kaldı ve Kıbrıs’taki kondominyon yönetiminin yapısını bozmadı.

Uluslararası ilişkilerde iki egemen ülkenin bir diğer araziyi birleşik egemenliklerinde karşılıklı rıza ile ortak olarak idare etmeleri kondominyum olarak tanımlanır. Günümüzde olduğu gibi antik çağlarda da Kıbrıs Akdeniz’de deniz ticaret yollarının buluştuğu en önemli merkezlerden biriydi. Aynı zamanda askeri açıdan Doğu Akdeniz’de Anadolu, Lübnan ve Kuzey Afrika, Yunan ve İtalyan sahillerini de etkileyen bir konumdaydı. Stratejik öneminden dolayı Kıbrıs tarih boyunca herkesin ilgisini çekti. Tarih boyunca adaya tek başına hakim olan devletler olduğu gibi, ortak yönetimler de görüldü. Ortaçağ’da erken dönem İslam fetihleri ile adaya ayak basan Araplar adada hızla ilerleyip o zamana kadar adanın tek hakimi olan Doğu Roma İmparatorluğu karşısında ciddi bir güç haline gelmişti. İki taraf arasında yaşanan bir dizi savaş ve çatışmanın ardından sağlanan uzlaşı ile ortak bir yönetim, bir kondominyon ortaya çıkmıştı.

Haberin Devamı

Kıbrıs Arap-Bizans Kondominyonu

İlk Müslüman donanması

Üçüncü halife Hz. Osman döneminde Suriye, Filistin ve Lübnan bölgelerinde önemli fetihler gerçekleştiren Muaviye bin Ebu Süfyan donanma kurulmasına çok önem veriyordu. Donanma kurup Akdeniz’de Bizans egemenliği altında bulunan adalara sefer düzenlemeyi çok istiyordu. Bu konuda Hz. Osman’dan birkaç defa talepte bulunmuş ancak izin alamamıştı. Donanma kurulması yönünde israrını sürdüren Muaviye bin Ebu Süfyan sonunda dar kapsamlı da olsa izin almayı başardı. Muaviye, Arap donanmasının kuruluşu ile oldukça yakında ilgilendi ve döneminin en kaliteli malzemelerinin kullanıldığı çok güçlü ve profesyonel bir donanma kurmayı başardı. Gerçekten de bu donanma Akdeniz’de dengeleri değiştirecek kadar güçlüydü. Müslüman Araplar 649 yılında Hz. Osman’dan alınan izinle Araplar Doğu Akdeniz’de Bizans İmparatorluğu’na karşı sefere çıktılar. Doğu Akdeniz’deki tek deniz gücü olan Bizans İmparatorluğu artık rakipsiz değildi ve Akdeniz sahillerinde kendisine bağlı ada ve sahiller eskisi gibi güvende değildi. 649 yılında gerçekleşen ilk seferde Magosa ve Limasol sahillerine çıkan Arap donanması toprak almadı. Adanın mevcut Bizans valisi yıllık haraca bağlandı ve geri dönüldü. Fakat 654 yılına gelindiğinde Kıbrıs 500 gemiden oluşan Müslüman Arap donanmasının yaptığı çıkarma ile tamamen ele geçirildi. Bu fetih sonrasında adaya 12.000 asker ile Suriye, Mısır ve Yemen kökenli topluluklar yerleştirilerek adada Müslüman bir nüfusun oluşumu sağlandı.

Haberin Devamı

Kıbrıs Arap-Bizans Kondominyonu

Kondominyonun oluşması

Emevi Devleti’nin yaşadığı iç karışıklıklar ve isyanlar Bizans tarafında başa geçen imparator II. Justinianus tarafından bir fırsat olarak değerlendirildi ve Kıbrıs’ın bir kısmı tekrar Bizans güçleri tarafından ele geçirildi. 687 yılında gelindiğinde Emeviler iç karışıkları ve isyan gibi sorunları çözmüştü. Devletin başında da güçlü bir idarece olan Abdülmelik bin Mervan vardı. Abdülmelik bin Mervan özellikle doğudaki potansiyel sorunlara rahatça odaklanmak istiyordu. Bu nedenle Bizans imparatoru II. Justinianus ile bir adanın yönetimini düzenleyen bir antlaşma imzalandı. Buna göre Bizans, Emevilere 649 yılındaki antlaşmada olduğu gibi yılda 1.000 solidus (Bizan altın parası) ve ek olarak yıllık 52 at ve esiri savaş tazminat olarak verecekti. Tüm Kıbrıs’tan sağlanan vergiler de iki taraf arasında eşit olarak bölüşülecekti. Bu düzeni sağlamak ve işlerin akışını sorunsuz başarmak için de Kıbrıs adası her iki tarafın askerinden arındırılıp tarafların atadığı valiler ile ortak olarak yönetilecekti. Diğer bir deyişler Kıbrıs Emeviler’in ve Bizans’ın karşılıklı rızası ile özerk bir statüde idare edilecekti. Kıbrıs’ta kurulan bu ikili yapı büyük oranda başarılı oldu. Hem Bizans hem de Emeviler anakaradaki sorunlarına yöneldiler. Kesişen coğrafyalarda yaşadıkları için doğal olarak aralarında çeşitli çatışmalar ve savaşlar oldu. Birçok şehir ve çok sayıda kale aralarında çatışma ve savaş konusu oldu, defalarca el değiştirdi. Fakat iki devletin arasında yaşanan bu sorunlar büyük oranda yerinde kaldı ve Kıbrıs’taki kondominyon yönetiminin yapısını bozmadı. Sonuç olarak Kıbrıs adası 688 yılından 868 yılına kadar 180 yıl barış içerisinde, hatta adada hiçbir asker olmaksızın barış ve huzur dolu bir dönem yaşadı. Bu 180 yıllık barış döneminde Kıbrıs büyük bir ekonomik cazibe merkezi oldu. Emevilerin Bizans ile düşük bir vergi ve tazminat tutarı alarak anlaşma yolunu seçmeleri ile adada tarım ve ticaret canlandı, ada halkı zenginleşip refaha kavuştu. Araplar ve Yunanlılar birbirleri ile kültürel alışverilerde de bulundu ve zamanla ortaya içinde bolca Arapça kelimelerin olduğu, sadece Kıbrıs’ta konuşulan bir Yunanca lehçesi de ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Kıbrıs Arap-Bizans Kondominyonu

Kondominyonun çöküşü 

Emevilerin yıkılmasının ardından, 868 yılında Bizans’ın başına darbe ile geçip imparator olan Basileus kondominyonu tanımadı ve adayı saldırıp ele geçirdi. İslam dünyasında iktidarda olan Abbasiler ise bu oldu bitti karşısında hızla bir donanmayı Kıbrıs’a sevk ettiler ve adanın tamamını tekrar fethedip mutlak Arap idaresine geçmesini sağladılar. 900’lü yılların ikinc yarısı başlayana kadar tamamen Arap yönetiminde kalan Kıbrıs’ı 966 yılında Bizans imparatoru II. Nikeforos yeniden Bizans hakimiyetine kattı. Zaman içerisinde Haçlı Lusignan Şövalyeleri’nin ve Venedik Dükalığı’nın da üssü olan Kıbrıs 1571 yılında Osmanlılar tarafından fethedildi.

Kıbrıs Arap-Bizans Kondominyonu