Bugünlerde gazete ve televizyonlardaki açlık dramına tanık oluyoruz. Somali’de yaklaşık 12 milyon aç insan dünyadan yiyecek yardımı bekliyor. Bölgeden bildirildiğine göre son üç ayda 29 bin biçare çocuk ölümün en korkunç yüzünü tattı. Aç aç mezara girdi. Yardımlar yeterince ve bir an önce ulaşmazsa, geride kalanları da aynı son bekliyor.
Somali şu anda, asla sorumlusu olmadığı bir kıtlığın kurbanı. O nedenle herkesin elini Somali’ye uzatması gerek.
Somalili eskiden kendine yetecek gıdayı üretebiliyordu. 1970’li yıllarda oldukça önemli oranda tahıl üretimi yapıyor, muz ve canlı hayvan ihraç ediyordu. Zamanla küresel ısınmadan ileri gelen kuraklık, petrol fiyatlarındaki yükseliş ve komşularıyla yaşadığı savaşlar ülke tarımına büyük darbe vurdu. Ardından kendi çiftçisinin ürettiği malı sübvanse edip, ucuz fiyatla dünya pazarına sunan emperyalist ülkeler, birçok gelişmemiş yada gelişmekte olan ülke gibi Somali tarımını da yerle bir etti.
Hayvancılık da öldü
Sonunda Somali’li üretici başta tahıl olmak üzere birçok üründen vazgeçti. Bir de üzerine 1983 yılında sığır vebası nedeniyle getirilen canlı hayvan ihracatı yasağı gelince çöküş süreci hızlandı
Tüm bunların üzerine, Somali gibi ülkelerin asla sebep olmadıkları küresel ısınma eklenince, kıtlığın kıskacındaki Somalili için son kaçınılmaz oldu.
Artık Somali kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıkmış, pazarında yabancı malların cirit attığı ülke olmuştu. Hatta kendi halkından 12 milyon aç insan için, başkalarının yardımına muhtaç bir ülke.
Aslında dünyadaki açlık ve yetersiz beslenme sorunu, yetersiz tarım üretiminden ileri gelmiyor. Aksine paylaşımın adaletsizliğinden ileri geliyor. Bir tarafta Somali’de açlık, diğer tarafta Amerika’da obezler olduğunu düşündüğünüzde ne demek istediğimi anlarsınız. Ancak ne yazık ki bu dünya düzeni içerisinde gıda adaletinin sağlanması pek olası görünmüyor. Hele gelecekte artacak dünya nüfusunun, daha çok gıdaya gereksineceğini düşündüğümüzde.
Türkiye’ye gelince; tüm bunlar göz önüne alındığında, çiftçimize verilen desteklerin ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkıyor. Destekler üretimi teşvik eder, üretim de açlığı engeller. Bu yüzden tarımsal üretime verilen desteklerin gereksiz olduğunu düşünmeyelim.