ALMANYA’DA dioksinli hayvan yemleri kullanan tavuk işletmelerinden 4 bin 700’ü kapatıldı. Skandal Almanya’nın ardından Hollanda’ya da sıçradı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Alman bir firma tarafından üretilen ve dioksin içeren 136 bin yumurtanın Hollanda’ya gönderildiğini ve buradaki yumurtalı ürünlerde kullanıldığını açıkladı.
AB Tüketici Komiseri John Dalli, piyasaya sürülmeden bu ürünlere el konulduğunu söyledi. Bunun üzerine Almanya Tarım Bakanı Ilse Algner, AB yetkilileriyle bağlantı kurarak, bu alanda ortak bir düzenleme istedi.
Türkiye’de durum ne?
Bunun Türkiye’deki etkisi ne olacak? Acaba bizler de dioksinli yumurtalar yiyor muyuz? gibi soruları kafamızdan geçirirken Kayseri Tavukçuluk ve Ticaret AŞ. Genel Müdürü Ahmet Behiç Salt’ın açıklamaları geldi. Salt, Türkiye’deki tavuk yemlerinin tamamının ülke içerisinde üretildiğini, dolayısıyla dioksin içermediğini açıkladı. Bu da yüreğimize bir miktar su serpti.
Dioksinler kanser yapar mı?
Klor içeren dioksinlerin çevreye tehlikeli kimyasal kalıntılar bıraktıkları, 1976 yazında Seveso’da meydana gelen bir kaza neticesinde anlaşıldı.
Yaklaşık 35 yıldır bu konuda yapılan araştırmalar gösterdi ki; sanayideki yakma, eritme, metal saflaştırma işlemleri, hamur ve kağıt endüstrisi atıkları, çöp ve atık işleme uygulamaları ile otomobil emisyonları, orman yangınları ve yangın bulutları en büyük bulaşma kaynakları.
Bu yollarla çevreye, çevreden hammaddeye, oradan da gıdalara geçen dioksinler kansere neden oluyorlar. Vücuda gıdalarla alındıktan sonra dışarı atılamıyorlar. Yağ dokularında birikiyor ve canlının yaşamı boyunca orada kalıyorlar. Hiç doğum yapmamış kadınlarda göğüs kanseri görülme sıklığı bu nedenle daha fazla.
Emzirmeyle birlikte kadınlar, farkında olmadan, vücutlarındaki dioksini süt yoluyla bebeklerine aktarıyorlar. Böylece bebekleri daha ilk günden dioksinle tanışıyor.
Erkekler ise doğurmadıkları için, dioksinle daha fazla haşır neşirler.
Günümüzde kanser olaylarının bu denli artması size bir şeyler ifade etmiyor mu?
Plastiklerde de içeriyor
Günümüzde bazı fastfood şirketleri, kanserojen etkileri olduğu için serviste plastik kullanımını terkedip, kağıt bardaklar kullanmaya başladılar. Özellikle plastik bardaklarda servise sunulan sıcak içecek ve yiyecekler ile mikrodalga fırında plastik kaplarda ısıtılan yiyeceklere, plastik aracılığıyla dioksin bulaşıyor.
Bütün bunlara rağmen ülkemizde, maliyeti düşürmek ve daha çok kar elde edebilmek için çok ince plastik bardak ve tabak üretildiğini biliyoruz. Sağlıklı bir nesil yetiştirmemiz için, imalatçıların sorumlu, tüketicilerin dikkatli olması çok önemli.
Gelişmiş ülkelerin aksine, ülkemizde plastiklerin, yiyeceklerle birlikte kullanılmaması konusunda yeterince bilinç yaratılamamış olması da önemli bir handikap.
blog
AYLA SARIOĞLU: 13 Aralık’ta yürürlüğe giren “5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu”nunda Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri ile Veteriner Hekimlerin sorumlu yönetici olarak çalıştırılması konusuna gerekli hassasiyet gösterilmeyecekse, o halde neden birçok kişi bu fakülteleri bitirmek için maddi ve manevi bütün zorluklara katlanıyorlar. Amaçları sadece bir diploma alıp, işsizler ordusuna katılmak mı?
ESMA GÜLER: Sayın Harun Uysal “israf ve açlık kucak kucağa” konulu yazınızda son derece haklısınız.Malesef hem toplum olarak hem dünya olarak giyimden gıdaya birçok konuda tüketimimize dikkat etmiyoruz. Bizlere alması ve atması kolay gelen bir çok gıda maddesini bırakın yemeyi, hiç görmemiş olan insanlar var. Tüketmeyeceğimiz gıda hem kendi hemde toplum bütçesine zarardan başka bir anlam ifade etmiyor. İhtiyacımızdan daha fazla aldığımız gıda maddesini, örneğin aldığımız fazla bir ekmeği aşevleri gibi bir yerde toplayıp, yemek yaparak gece aç yatan birçok insanı doyurabilirz. Bir başka konu yemek artıklarınıda değerlendiren birimler artırılmalı.
GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA SİZ DE DÜŞÜNCE VE YORUMLARINIZLA YER ALIN
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025