İnanın insan böyle bir başlık atarken o kadar üzülüyor ki, anlatamam. Geçen hafta boyunca Mısır başta, Arap ülkelerindeki halk hareketlerinden, özellikle de Tunus’taki devrimden bahsettik. Biliyorsunuz bu ülkede seyyar satıcılık yapan bir bilgisayar mühendisi gencin tezgahının alınması üzerine, kendini yakması ile Arap coğrafyasındaki olaylar başlamıştı.
500 bin işsiz diplomalı genç
Sonra da bizim ülkemizdeki işsiz üniversite mezunlarının sayısını öğrendik ve sarsıldık. Yaklaşık 500 bin üniversite mezunu işsiz gencimiz mevcut. Türkiye’de 81 ilde toplam 157 üniversite var. Bu üniversitelerin bir çoğu, ailelerin “aman çocuğum bir üniversiteye kapağı atsın” şeklindeki kaygılarına cevap verir düzeyde. Ailelerde bu eğitim sisteminde, haklı olarak çocuğunun bir üniversiteye yerleşmesini tek çıkar yol olarak görüyorlar Çocuklar mezun olunca bu kez de iş ve aş derdi başlıyor. Ben de üniversitede öğretim üyesi olduğum için, çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını bizzat görüyor ve yaşıyorum. Doğurun, büyütün, dershanelere, özel derslere bir dünya para verin, meslek edindirin ve çocuğunuz işsiz kalsın. İnsanın yüreği sızlamadan bunu anlatması mümkün değil.
Eğitim sistemi nasıl olmalı?
Gelişmiş ülkelere bakıldığında, eğitim sistemlerinin bizden farklı olduğu hemen göze çarpıyor. Zorunlu eğitim bir kere 12 yıl. Eğitim sistemi ağırlıklı olarak “mesleki eğitim” yönünde. Liselerin yüzde 30’u genel, yüzde 70’i mesleki eğitim veriyor. Türkiye’de ise bunun tam tersi bir durum söz konusu. Bizde genel lise tercih ediliyor. Üniversite sınavı, dershane odaklı ve lisede değil dershanede verilen ders ve testlerle üniversiteye giriliyor. Bu arada aileler binlerce lirayı dershanelere veriyorlar. Halbuki bizde de lise eğitimi ağırlıklı olarak mesleki eğitim yönünde olmalı. Sanayinin ara eleman ihtiyacı buralardan karşılanmalı. Ancak siyasi kaygılar en çok bu konuda devreye giriyor ve uygulanan katsayılarla meslek liseleri bir türlü gelişmiyor. Böyle olunca mezunları da üniversite barajını geçemiyorlar. Aileler de doğal olarak, çocuklarını genel liseye yönlendiriyorlar.
Mesleki eğitimin değerli olabilmesi için, mezunlarının iş bulması gerekir. Geçenlerde bir arkadaşım anlattı. İş yerine bir çırak arıyor ve sokakta çöp toplayan birisine işi teklif ediyor. Ve o kişinin meslek lisesi mezunu olduğunu öğreniyor. Ne kadar acı değil mi?
Ülkemizde böyle dramların yaşanmasını istemiyorsak, eğitim sistemimizi üniversite odaklı değil, iş odaklı hale getirmeliyiz. Çünkü diplomayla birlikte, ekmeğe de gereksinimimiz var. Bütün hükümetler, dershanelerin etkinliğini azaltacaklarını söylemelerine rağmen, bunu başaramıyorlar. Ancak mesleki eğitim ve isteyene üniversite eğitimi en mantıklı yol gibi görünüyor. Bunu yapan iktidar, Türkiye’de bir eğitim devrimi gerçekleştirmiş olur.
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025