Geçen hafta bir toplantı nedeniyle Lyon (Fransa)’daydım. Oradaki yoğun program nedeniyle, doğrusunu söylemek gerekirse Türkiye gündemini pek takip edemedim. Ne siyasi tartışmalardan ne de takımların transferlerinden haberim oldu. Türkiye’ye dönünce bir de baktım ki, seçim ortamı daha da ısınmış, adete alev alev yanıyor . Sibel Üresin diye bir kadın türemiş “dört eş yasal olsun” diyor ve televizyonlarda cirit atıyor. Yaşam koçuymuş. Nasıl bir koçsa? Bir tek Sibel hanımımız eksikti, bakın ben bile yazıyorum.
Fransa’ya giderken tartışmaların odağındaki “internet yasakları“ konusunun dönüşte de devam ettiğini gördüm. Bu kez Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile TUSİAD Başkanı Ümit Boyner bayağı iyi kapışmışlar. Bir seçimin gündemini işsizlik, yoksulluk gibi konular yerine, bel altı kasetleri oluşturuyorsa, internet tartışmalarının pornoya indirgenmesine şaşmamak gerek. Alın size alaturka bir seçim ortamı.
Yasaklanabilir mi?
Halbuki internet son yıllarda nelere kadir olmadı ki. Önce İran’daki muhalif “Yeşiller” internet üzerinden örgütlenerek sisteme meydan okudular. Ardından Tunus ve Mısır’daki rejimler internetle yıkıldı. Bu iki ülkedeki diktatörleri internet örgütlenmeleri ile gençler götürdü. Libya, Suriye gibi bazı Arap ülkelerinin rejimleri de sallanıyor. O nedenle buna “internet devrimleri” de denebilir.
Türkiye de de gençler facebook üzerinden anlaşıp, bir çok yerde ÖSYM’yi protesto etmediler mi?
O vakit kendisini korumak isteyen tam totaliter ya da totaliter eğilimli rejimler, interneti yasaklarlar mı?
Evet yasaklarlar.
Nitekim İran, muhalif hareketleri önlemek için, düğmeye bastı bile. Bir milyar dolar harcayarak internete filtre koydu ve kendi yazılımını geliştirdi. Bunun adını da sanki diğerleri harammış gibi “helal ağ” koydu. Bu ağ, yasakçı diğer ülkelere örnek olabilir. Bakalım ne dereceye kadar başarılı olacaklar?
Ben bunu, akışını engellemek için, önüne set konan akarsuya benzetiyorum. Bir gün gelir ne set kalır ne de bent. Değişimin önüne zorla da olsa kimse geçemez. Hele bu değişimi gençler istiyorsa!
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025