Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Günlük yaşantımızda şahit olduğumuz birçok olumlu yada olumsuz olayın eğitim meselesi ile iç içe olduğunu tabii ki biliyorsunuz.
En baştan başlarsak; ülkemizde şu anda günde beş kadını katleden, Hz. Mevlana’nın “yaratılanı hoş gördüm, yaratandan ötürü” sözünü söyleyişinin üzerinden yüzlerce yıl geçmesine rağmen, bunu hala idrak edemeyen günümüz erkeklerinin zihniyeti,
Kendisinden başka her şeyi, herkesi, her kesimi ötekileştiren, ötekileştirdiklerine elinden gelse yaşam hakkı vermeyecek olanın zihniyeti,
Kullandığı dolmuşa, saatte 100 kilometre hızla giderken “nasılsa oturanlardan biri yer verir” deyip, kucağında çocuğu olan kadını alarak, duygu sömürüsü yapan şoförün zihniyeti,
Kapıyı açtığınızda “açana yol verelim” demeyip açtığınız kapıdan içeriye bir güzel giren gencin zihniyeti,
Örnekleri çoğaltabilmekle birlikte hepsi birer eğitim meselesidir.
Eğitim (sadece akademik değil, anne karnında başlayan) ile bütün bu olumsuzlukları gidermenin yanı sıra, demokratik yaşama da katkı sağlayabilirsiniz. Nitekim geçenlerde yayınlanan bir araştırmada, 2000-2009 yıllarında çeşitli dergilerde yayınlanan Türkiye’nin bilimsel makale sayısı, İran, Mısır, S. Arabistan, Ürdün, Kuveyt, Lübnan ve Umman’ın yaptığının hemen hemen toplamı kadar. Bu da Türkiye’nin neden diğer Müslüman ülkelerden farklı olduğunun bilimsel bir kanıtı.
İyi eğitilmiş birey, eğitilmiş çekirdek aileyi, ailede demokratik toplumu oluşturur. Eğitim yoksa, demokrasi yoktur. Demokrasi yoksa temel hak ve özgürlükler de yoktur.
Buna en güzel örnek; ırkçı Brevik’in yaptığı saldırının hemen ardından, demokrasi geleneğini olan Norveç’in geçenlerde görevinden ayrılan Ankara Büyükelçisi bakınız ne diyor? “11 Eylül’den sonra ABD’nin gösterdiği tepkiyi göstermeyeceğiz ve polis devleti olmayacağız.”
Keşke herkes Büyükelçi Landverk gibi düşünebilse.
Düzeltme, 28 Temmuz günü çıkan “ayran içelim ayrı düşmeyelim” konulu yazımda “yoğurdu sevmeyen çocuklar genellikle tuzlu ve ekşi olduğu için ayranı içmiyorlar” şeklindeki cümlenin son kelimesi “içiyorlar” olacaktır. Düzeltir, yanlışlık için özür dilerim.