CHP İzmir’deki İl Başkanlığı yarışı, çığrından çıkıp, “Güçler savaşı”na dönüşünce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, müdahale değil ama “el koyma” gereği duydu.
Bunu nereden anlıyorum; CHP Genel Başkanı’nın pazar günü yapılacak İzmir İl Kongresi öncesi, cumartesi gecesini ve kongrenin başlayacağı saate kadar süreyi İzmir’de geçirme kararı vermesinden...
CHP lideri, partisinin il kongrelerine genellikle aynı gün gidiyor.
Bu Kılıçdaroğlu’nun bir prensibi.
Nedeni de seçime ve örgüte müdahale etmemek, yarışın adaylar arasında demokratik bir şekilde yapılmasını sağlamak için.
Nitekim CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yarın Balıkesir, Manisa ve Uşak il kongrelerine katılacak.
Kemal Bey’in değiştirilmeden önceki programı, Uşak’tan sonra Ankara’ya geçip, ertesi gün uçakla İzmir’e gelmekti.
Ya da geceyi Uşak’ta geçirip, pazar sabahı karayolu ile İzmir’e hareket etmekti.
Yeni programa göre, Uşak’tan sonra İzmir’e gelip İl Kongresi arefesinde geceyi İzmir’de geçirmek olarak değiştirildi.
Bunun anlamı şu:
Kılıçdaroğlu son gece, sabaha kadar bizzat kendisi olmasa bile elçileri kanalıyla tarafları dinleyip, pazar gününün bir değerlendirmesini yapacak ve çarşaf listeyle oluşturulacak il yönetimini şekillendirecektir.
Ya Başkanlık?
Bir tercih yapacak mı?
Tacettin Bayır, Ali Engin ya da Levent Eyipişiren’den birini “işaret” edecek mi?
Sanmıyorum...
Başkanlık yarışında adayları serbest bırakacağı, hiç birinden yana ağırlık koymayacağını düşünüyorum.
Ama İl Yönetim Kurulu listesi ile kurultay delegeleri için aynı şeyi söylemem mümkün değil.
Son gece şöyle bir gelişme yaşanma olasılığı da var.
Şayet, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir yönetimi ve kurultay delegeleri üzerindeki isteklerini kabul etmeyen, “Ben bildiğimi okurum” tavrı içine hangi başkan adayı girerse, “çizik” yiyeceğini de unutmamalı.
Üzülerek yazıyorum; elime bazı belgeler ulaştı.
Bunları sizlerle paylaşmayı çok isterdim ama bugün günü değil.
Çünkü İzmir CHP Milletvekili Alaattin Yüksel’in dediğinin aksine, CHP’de İl Başkanını seçmek, yönetim kurulunu şekillendirmek bizim değil, partililerin, örgütün ve delegelerin görevidir.
Oysa bu belgeler, kongre sonuçlarını ciddi olarak etkileyebilir.
Onun için, pazar gününden sonra, seçimin sonucu ne olursa olsun belki...