Hepimiz 12 Haziran Genel seçimlerine; yani bu pazar değil, bir sonraki pazar günü sandığa gitmeye odaklandık.
Oysa güncel siyasal gündemin dışında bir olay var ki, en az seçimler kadar önemli.
SBS ve daha sonrasında üniversiteye giriş sınavları.
14-15 yaş ile 20 yaş arasındaki gençlerimiz yoğun bir tempo ile bu sınavlara hazırlanıyorlar.
Hem gençlerimizin hem de ailelerinin sinirleri oldukça gergin...
Kolay değil...
Böyle yoğun katılımlı sınavlar, başka bir deyimle, gençlerin yaşam geleceğini belirleyecek yarış niteliğindeki süreç, bilgi, beceri, huzur, sakinlik ister.
Gençlerimiz için bugünlerde en zararlı, başarıyı engelleyecek tek olay gürültü kirliliğidir.
Malesef, yerleşim ve yoğun konut alanlarında faliyetlerine izin verilen bar-kafe ve eğlence yerlerinden taşan, geç saatlere kadar devam eden gürültü, çok olumsuz sonuçlar yaratmaktadır.
Hiç şüphesiz bir de seçim nedeniyle, volümlerini sonuna kadar açarak sokak aralarında dolaşan siyasi partilerin giydirilmiş araçları...
Seçim bürolarından, sabahın köründe başlayıp, gece de devam eden müzikli yayınlar...
Durmalı...
Durdurulmalı...
Denetlenmeli...
Uymayanlar cezalandırılmalı...
Gürültü yönetmeliklerine uymamakta ısrarcı olurlarsa kapatılmalı...
* * *
Sizin, benim, bizler gibi bir veli Kamil Noyar Gür...
Bakın nasıl dertli:
Geçen yıl manşetlere taşınan önlemlere rağmen (ki gazeteyi saklarım), sadece benim bulunduğum konumdaki iki bar, gece üçlere kadar sokaklara taşan müşterileriyle yarattıkları coşkuyu ve eğlenceyi bizim de yatak odalarımıza kadar taşıdı.
Ertesi gün ÖSS sınavı varmış kimin uğrunda; 155 kilit, karakollar ise isyanda.
Bu yıl, şansıma iki bardan biri ruhsatsızlıktan kapalı, fakat diğeri kış günü demeden tüm sene özellikle çarşamba, cuma ve cumartesi akşamları gene 02’lere kadar bizi yatak odalarımızda dahi, “eğlendirdi-hatta sinirden ağlattı.”
Böyle bir ortamda oğlum bu yıl 7. sınıf SBS’ye katılıyor; geçen yılki sınavı da parlak değildi, bu senede bir beklentim yok.
Şehrin göbeğinde bir aile apartmanında yaşıyorum ama çocuğuma huzur sunanmaktan acizim.
İnanın gecenin birinde-ikisinde huzurla uyumak neymiş unuttuk sayılır.
Kanıksamamız, alışmamız bekleniyor; ne de olsa medeni ve batılı bir şehirde yaşıyoruz; ama siz de biliryorsunuz ki hiç bir yerde bizdeki gibi “ben yaptım-uydurdum” yoktur.
Hele hele özendiğimiz ve halen ulaşamadığımız Batılı medeniyetlerin temel taşlarından “özgürlük” bu kadar serbest değildir.
Derdim, benim özgürlüğümün başladığı yerde dur durak bilmeyen işletmelere ve işletmecilere göz yumulması ve bunun “gelişmişlik” adına yapılabilmesidir.
* * *
Kamil Bey, yerden göğe kadar haklı.
Bu pazar SBS sınavı var.
On binlerce çocuğumuz, daha iyi bir eğitim için ter dökecekler.
Pazar günü zaten tüm kent çok sessiz olmak zorunda.
Ama bu yeterli değil.
Bugünlerde de hem gündüz hem gece gürültü kirliliğini yaratmamak zorundayız.
Herkesi bu konuda göreve, anlayışlı olmaya, çocuklarımız ve gençlerimizin gelecekleri için yardımcı olmaya davet ediyorum.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024