Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun son günlerdeki tek gündemi; baskı...
Haksız mı?
Asla...
Aksine bugüne kadarki suskunluğu, kabulleniş biçimi yanlış.
Aziz Bey, hükümetin kıskacını şu cümle ile ifade ediyor:
“Yaptıkları denetim değil. Başka bir şey...”
Moda deyimle, “orantısız abluka...”
* * *
Acaba diyorum; iktidar, aynı orantısız ablukayı, AK Partili belediyelere de uyguluyor mu?
Yani, İstanbul, Ankara, Konya, Bursa, Kayseri, Denizli, Kocaeli belediyelerinde de vergi denetçileri ve müfettişler ordusu, odalara kapanıp, “Kim ne yemiş, kim ne içmiş, kim nereye hangi ülkeye geziye gitmiş” diye evrakları didik didik ediyor mu?
Hiç sanmıyorum...
* * *
Belediyeler mutlaka denetlenmeli...
Aziz Bey ve İzmir Büyükşehir’de ihaleler mutlaka araştırılmalı...
Ama her denetim ve her soruşturma adalet ilkesinin sınırlarını asla aşmamalı.
* * *
Bir Büyükşehir Belediyesi, 80’den fazla denetçi ve denetleme elemanıyla abluka altına alınmışsa, o kurumda “iş yapmak” mümkün değildir.
O belediyenin proje üretmesi de mümkün değildir.
O belediye başkanının iş bitirmesi de mümkün değildir.
Bürokraside bürokratlar, dünyanın en korkak yaratıklarıdır.
Bunu İzmir yaşadı.
12 Haziran genel seçimler öncesi yapılan polis baskını Büyükşehir’i anında kilitledi.
Hiç şüpheniz olmasın; o kilitlenme yerel seçimlerin yapılacağı 2014’e kadar sürecektir.
* * *
Akla gelen ilk soru şu:
“Madem böyleydi, Aziz Bey, Kurban Bayramı’na kadar niye sustu? Ne değişti de, şimdi feryat ediyor?”
Belli ki, “bıçak kemiğe dayandı...”
Çünkü, bayram öncesi Büyükşehir’deki orantısız ablukayı kamuoyu ile paylaşan Kocaoğlu, aynı konuyu Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Toplantısı’nda dile getirdi.
Burada amaç şu:
12 Haziran sonrası İzmir’de yükselen tek değer, iktidar partisi; AK Parti...
Kayıpta ve inişte olan CHP, Aziz Kocaoğlu ve ilçe belediyeler...
İzmir kamuoyunda genel kanı bu.
CHP’liler düne kadar bunun farkında bile değillerdi.
Hala da öyle...
Kocaoğlu işte tam bu noktada kamuoyu ile somut örnekleri paylaşma gereği duydu.
Umudu, kentteki siyasi rüzgarı tersine döndürmek.
O da çok iyi biliyor ki; bu kent dayatmacılığa hep ters tepki vermiştir.
Tıpkı, arsenikli su ya da polis baskınında olduğu gibi...
Benim yorumum şu:
Aziz Bey, işte tam bu noktada iktidarı kendisini yok etmek için kullandığı silahla vurmaya çalışıyor...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024