İş büyüyor...
Kızışıyor...
Sertleşiyor...
Toplumsal bir ayırışmaya doğru gidiyor...
Dün Konak Meydanı’nda Tekel işçisinin eylemine destek vermek için, soğuğa rağmen, ellerinde bir somun ekmekle yürüyen onbinlerce kişi ile, aynı saatlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kürsüden CHP İzmir Milletvekili M. Ali Susam, söz birliği etmişçesine aynı sloganı seslendirdiler:
One Minute...
Yani, Bir Dakika!..
* * *
Bu “Bir Dakika” uyarısı üzerinde herkesin durup, düşünmesi gerekiyor.
Özellikle de Başbakanımız.
Nasıl ki, sayın Başbakan, Davos’ta İsrail’in Filistin üzerine yaptığı baskıya isyan edip “One Minute” dediğinde tüm dünya kendisini ciddiye alıp dinlediyse...
Bugün kendi halkının “One Minute” uyarısını da aynı duyarlılıkla ciddiye almalıdır.
Bir ülkede işçi de, esnaf da sokaklara dökülüp “Bir Dakika” diyorsa...
Üniversite öğrencileri harçlar ve özlük hakları...
Emekliler içine düştükleri geçim sıkıntısının çaresizliği...
Binlerce kişi işsizlikten bunalmışlıkla bu “One Minute”cilere destek veriyorsa...
Demek ki “bıçak kemiğe dayanmış...” demektir.
Çare inatlaşmak değil, toplumun uyarılarına kulak vermek, çözüm üretmektir.
Çünkü devlet de hükümetler de vatandaşıyla kavga etmez.
Etmemelidir de...
* * *
Bir başbakan “AVM’ler çağdaştır, mahalle bakkalı kapanacaktır. Doğal bir durumdur. Mahalle bakkalı pahalı satmaktadır, kalitesiz satmaktadır” demek yerine, bakkal esnafını hipermarketler karşısında ezdirmemek, yok etmemek için nasıl ve ne şekilde desteklenmesi gerektiğini anlatmalıdır.
Bu ülkenin bakkalı da, kasabı da, manavı da, terzisi de, büfecisi de 2007’de AK Parti’ye yüzde 47 oy verenlerin arasındadır. Hattâ büyük çoğunluğudur.
Hipermarketlerin, ekonomik güçleri nedeniyle ihtiyaç maddelerini daha ucuza sattığı doğrudur.
Ama bir başka gerçek de, aynı malı daha pahalıya satan bakkaldan daha fazla ve daha yüksek kârlar elde ettiğidir.
Nasıl mı?
CHP Milletvekili ve İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Onursal Başkanı Mehmet Ali Susam bunun örneğini dün TBMM kürsüsünden verdi:
“Ünlü bir deterjan markası bakkala ürünü 22.5 liradan veriyor. Bakkal 25 liraya satıp yüzde10 kâr ediyor. Aynı ürünü hipermarket 16.5 liraya alıp 23 liradan satıyor ve yüzde 40 kazanıyor... “
Susam aynı kürsüden soruyor:
“Böyle adaletsizlik olur mu? Ne yazık ki bu ülkede firmaların bakkala ayrı, markete ayrı fiyata ürün satmanın hesabını kimse sormuyor, soramıyor ya da sormak istemiyor?
* * *
Bir soru da şu:
Dev alışveriş merkezleri AVM’lerde yerli esnafın, Anadolu esnafının Türk markalı dükkânlar mı var?
Olsa da çok az...
Mc Donalds , Burger King, Pizza Hut, Gloria Jeans Coffe, Starbucks, Migros, Tansaş, Kipa, Carrefour, Sony, Bosch, Samsung, Tefal...
Hepsi yabancı sermaye.
Ve en büyük tehlike...
Bugün 300 milyarlık perakende pazarının yüzde 22’si, hipermarketlerle birlikte yüzde 50’lik bölümü bu yabancı firmaların elinde.
Peki yarın?
Belki de yüzde yüzü olacak?
Türkiye’de Türk esnaf ve sanatkârı ne olacak?
Yabancıların yanında çalışan kasiyer ya da tezgâhtar mı?