OLAY bu kadar büyümeseydi, suskunluğumu sonuna kadar korumaya kararlıydım.
Ama iş çığrından çıktı...
Karşılıklı restleşmeye, suçlamaya, vicdan sahibi olup olmamaya kadar vardırıldı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile AK Parti İl Başkanı Ömür Kabak arasında tartışılan herkesin arayıp sorduğu o “Üçüncü Şahıs” benim!..
Hiç istemeden de olsa, kendimi Hamdi Türkmen olarak İzmir’deki metro tartışmasının göbeğinde buluverdim.
Niçin bu açıklamayı yapma gereğini duydum?
Gazeteler manşetlerine, bazı yazar arkadaşlarım köşelerine taşıdı ve bir anda İzmir’de herkes bu “Üçüncü Şahsı” merak etmeye başladı.
Metroyu unuttuk, “Üçüncü Şahsın” peşine düştük.
Yine de konuşmayacak, yazmayacaktım.
Dün, AK Parti İl Başkanı Ömür Kabak, “Vicdan sahibiysen üçüncü şahsı açıkla. Ben Aziz Bey’in Kamu İhale Kurumu (KİK) Başkanı ile ihaleden bir süre önce makamında görüştüğünü ne basın toplantısında söyledim ne de teke tek görüştüğümüz gazetecilere... 3. kişilere söylemedik” dedi.
Başkan Kocaoğlu da “kimliğini açıklayın?” sorularına, “Üçüncü şahsın kimliğini açıklamak bana yakışmaz. Ya İl Başkanı Kabak ya da o üçüncü şahıs açıklasın” deyince, “iş başa düştü kardeşim” demekten başka çarem kalmadı.
Evet!...
Çok tartışılan O 3. kişi benim..
Ben, Hamdi Türkmen!..
* * *
Kumu İhale Kurumu’nun Üçyol -Üçkuyular metro inşaatı ihalesini iptal edişinin sanırım haftasınaydı.
İzmir’e bir “bomba” gibi düşen bu haber tartışılırken, fatura da AK Parti iktidarına çıkarıldı.
İl Başkanı Ömür Kabak aradı.
Kendilerine, AK Parti’ye, hükümete haksızlık edildiğini, KİK’in Karayolları başta olmak üzere pek çok devlet ihalesini de benzer gerekçelerle iptal ettiğini örnekleriyle uzun uzun anlattı.
İzmir’e karşı işlenmiş bir suçun, alınmış yanlı bir kararın ve Kurumun bir kastı olmadığını söyledi.
Bu arada, aramızda şöyle bir diyolog geçti:
“Bu ihalenin iptal edilmesinde, Aziz Bey’in ve bürokratlarının kusuru var. 2008 yılında alınan ve 2009 Şubat ayında kesinleşen Ankara Mahkemeleri’nin bir kararı var. KİK bu mahkeme kararına dayanarak İzmir’in ki gibi pek çok ihaleyi iptal etti. Büyükşehir Hukuk Servisi’nin bu karardan haberi olmaması mümkün değil. Nitekim Kamu İhale Kurumu Başkanı ve Yardımcısı İzmir’e geldiklerinde Başkan Kocaoğlu’nu makamında ziyaret etmişler. Üç kişi başbaşa görüşmüşler.
Aziz Bey, metro ihalesini açıp, işin aciliyetinden söz etmiş. KİK Başkanı da pazarlık usulu ihaleye çıkılabileceğini söylemiş. Ama tünel betonlaması konuşulmuş. İstasyonlardan söz edilmemiş. İhale Büyükşehir’in hatasından iptal edildi. Parti olarak üzerimize gelinerek haksızlık yapılıyor. Büyükşehir kusurunu gizleyip faturayı bize kesiyor....”
AK Parti İl Başkanı Ömür Kabak’ın bu söylemlerini ben de Aziz Kocaoğlu’na sordum:
“Sanırım Büyükşehir olarak sizin de kusurunuz ve ihmaliniz var. Böyle böyle olmuş. Neden önlem almadınız?” dedim.
Kocaoğlu mosmor kesildi...
“Sen bu görüşmeyi nereden biliyorsun? Bu üç kişi arasında geçen bir görüşme ve konuşmaydı. Ben bugüne kadar hiç kimseye sözünü bile etmedim. KİK Başkanı mı anlattı?” dedi.
Ben de, “Hayır, İl Başkanı Kabak’tan duydum” yanıtı verdim.
* * *
Köpürdü...
“Nasıl olur, Ömür Bey’in bundan nasıl haberi olur. Bu alenen suçüstüdür. Demek ki Ömür Kabak, KİK’i yönetiyor. kararları etkileyip, dahil oluyor. Ömür Bey bir il başkanı, Kurumun Başkanı ya da yardımcısı böyle bir gizli görüşmeyi nasıl bir siyasi partinin il başkanına anlatır” diye başladı ve söylemediğini bırakmadı.
Olay, bu sorumdan sonra büyüdü.
Ve bugünlere gelindi.
Hiç bir görüşmemi kayıt altına almam.
Telefon ya da yüzyüze görüştüğüm kişinin haberi olmadan, bilgisi dışında yapılacak bir kaydın, mesleki bir ahlaksızlık, alçaklık olduğunu düşünürüm.
Şimdi bana, “bu konuşmaların ses bantı var mı?” diye sorsanız, “hayır” derim.
Nedeni de yukarıda anlattığım nedendendir.
Yüzleşirmisin? derseniz...
Yanıtım, tereddütsüz “evet” tir.
Çünkü, eksiği var, fazlası yoktur.