Bir dokundum, bin değil, sanki on bin ah işittim. Ne çok şikayetçi varmış...
Ne kadar haksızlığa uğradığını iddia eden, “hibe kredilerin” dağıtımında neyin ve nelerin kıstas alındığını merak eden varmış böyle...
Şaşkınlıktan ağzım açık kaldı...
İnsanları saatlerce dinledim...
Keşke ben değil de, bu yakınmaları, şikayetleri İzmir Kalkınma Ajansı’nın muhterem genel sekreteri beyefendi ile o çok bilmiş DPT’li uzman arkadaşlar dinlemiş olsaydı.
* * *
Kalkınma değil, kalkındırma!..
Kalkınma değil, kollama ajansı sanki mübarek diye yazmıştım...
Bugün de aynı düşüncedeyim...
* * *
Bir turizmci aradı.
İnanç turizmi ile ilgili bir proje sunmuş.
100 bin lira bedelli...
İzmir’e, ilk yıl 2 bin 500 olmak üzere, her yıl artan sayıda turist getirecek.
İzmir’in dini ve tarihi yapılarını, Meryem Ana’yı dünyaya tanıtacak.
Kalkınma Ajansı, bu projeyi, “uygun değil” diye reddetmiş.
Ama aynı kurum, Alaçatı’da üç odalı bir butik otelin eşyalarının yenilenmesine binlerce liralık “hibe kredi” vermeyi, İzmir’in tanıtımına (!) katkı gerekçesiyle kabul etmiş...
* * *
İzmir’in çok tanınmış bir işadamı aradı.
Bu kişi üstelik, İzmir Kalkınma Ajansı Meclisi’nin de 100 üyesinden biri...
Menderes’te, Kaymakamlık, Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitim Merkezi ile bir proje geliştirmişler.
Neredeyse 1000 kişiye; ev kadını ve köyde yaşayanlara üç-beş kuruş para da kazandıracak bir girişim...
Başta İzmir ve Ege olmak üzere her ile özel tasarım hediyelik eşya üretilecek.
Çünkü ülkemizdeki bu pazar, yıllardan beri Çinliler’in elinde.
Her yıl en 3-4 milyar dolar bu ülkeden ithalat yapılıyor.
Pazarlama sorunları da aşılmış...
Kalkınma Ajansı, bunu da “desteklenmeye uygun değil” diye reddetmiş.
* * *
Peki bu Kalkınma Ajansı dediğimiz kurum, geçmişte neleri desteklemiş, hangi projelere geri ödemesiz, binlerce liralık hibe kredi vermiş?
-Sağlıklı suya, sağlıklı pompa üretimine...
- Ambalaj kağıdını kaynakta ayrıştırmaya...
- Cephe giydirmeye...
- Tuvalet rezervuarlarında çift kademeli su boşaltımına...
- Kestane tesnif tesisine...
- Kişiye özel ayakkabı üretimine...
- Domates kurutma tesisine...
- Marulun, hani o bildiğimiz salataya kullandığımız marulun taze tutulmasına...
Yaz, yaz, bitmiyor...
Daha neler yok ki?
Tam 23.092.431.67 lira...
Yani 23 milyon 92 bin 431 lira 67 kuruş...
Eski parayla tam 23 trilyon lira...
* * *
Efendim bunlar;
KOBİ Mali Destek Programı kapsamında desteklenen projelermiş...
Bu kurum ya sayı saymayı bilmiyor ya da hiç dayak yememiş...
Efendiler;
KOBİ’ler için bu devlet, hükümet zaten işini büyütmek isteyene, makina alacaklara yeterince kredi vermiyor mu?
Veriyor...
O zaman siz ne oluyorsunuz?
Devlet içinde devlet, daha açıkçası kişiyi kalındırma-kollama kurumu mu?
Kim denetliyor?
Kim, “neden ona değil de buna verdin?” diye soruyor, sorguluyor?
Bir de herkesin çok ama çok merak ettiği bir konu var. Soru şu:
Nasıl oluyor da Ankara’daki bazı proje danışmanlık şirketlerince yazılan projeler hep kabul ediliyor da, diğerlerinin çoğu, desteklenmeye uygun bulunmuyor?
Bir tesadüf ise sorun yok...
Ama ya değilse?