Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ölmüşüm ağlayanım yok, derler ya...
İzmir’deki CHP’li ilçe belediye başkanlarının durumu da aynen böyle.
Alınmasınlar, gücenmesinler...
Çünkü hepsi, yakın dost ve arkadaşım...
Hepsi de yetenekli, hepsi de iyi birer CHP’li, hepsi de sapına kadar sosyal demokrat...
Ama bilsinler ki, “toplantıyla-moplantıyla” bu işler yürümez...
İstedikleri kadar bir araya gelsinler.
Diledikleri kadar, işbirliği, güçbirliği yapsınlar.
Yedikleri yemek, içtikleri çay-kahveyle kalırlar, hepsi o kadar...
Neden mi?
* * *
Bu hep böyle ama, hafta başından beri, ilçe belediyelerdeki basın merkezlerinden, gazetelere “haber” diye geçilenlere bakıyorum.
Bunların çoğunu da, Milliyet EGE’de okuyorsunuz.
Hepsi lay lay lom haberler.
Yemek kitabı tanıtıldı.
Yok sitemiz tıklama rekoru kırıyor.
Kadınların dantel-mantel-boncuk üretimleri.
Asker ailelerine yardım.
Engellilere araba.
Bilmem kimin konseri.
Resim sergisi.
Haritada bile yeri zor bulunan bilmem neresiyle kardeş şehir olduk.
Çim konserleri başladı.
Anma tören ve geceleri.
İzci kampı düzenledik.
Kadınları denize götürdük.
Dereleri temizledik.
Küçük arabaların yarışı.
SBS birincisine ödül...
Ne bunlar Allahaşkına?
Koskoca belediye başkanları, bu çalışmalarla belediyecilik yaptıklarını mı sanıyorlar?
Yazık!...
Çünkü; yaptıkları belediyecilik değil, kültür-sanat ve sosyal işlerden sorumlu müdürlüktür.
* * *
Belediye başkanı, seçildiği ilçede yaşayanların insanca, mutlu ve huzurlu biçimde yaşamaları için o makamda oturmalıdır.
Belediyeler ne eğlence-dinlence ne de yardım merkezleridir.
Bu kentte tam 34 yıldır gazetecilik yapıyorum.
Ne yazık ki bu kadar ota-b.ka milyonlarca liranın harcandığını ilk kez içim sızlayarak görüyor ve üzülüyorum.
* * *
Otopark, ulaşım, temizlik, kaldırım işgalleri, işporta, dilenci, denetimsizlik yüzünden kent “kör-düğüm” olmuş.
Herkes şikayetçi, “Ne hizmet var, ne yatırım” diye bas bas bağırıyor.
Neredeyse her iki kişiden biri, “Bir daha bunlara oy verirsem, elim kırılsın” diyor.
Yatırımcı yılgın ve bezgin...
Hiç kimse derdini anlatacak bir muhatap bulamıyor.
Vatandaş, iş takipçileri ve aracılara gitmeden, sorununu anlatamıyor, çözemiyor.
Güzelim İzmir, yerleşim açısından, çarpuk-çurpuk yapılaşma ve gecekondulaşmaktan içler açısı durumda.
Acil yenilenmeye gereksinimi var.
Bizim başkanlarımız hala toplantılarda...
* * *
Çıkın beyler makamlarınızdan, inin o buz gibi soğutulmuş makam arabalarından aşağı, halkın arasına karışın.
Terden ıslanmış halkın yanaklarını, ellerini öpün.
Gözlerinin içine gülümseyin. Çekinmeyin; bir şey olmaz...
Derdini dinleyin, isteklerini sorun.
Ağabeylik, babalık yapın...
“Ben istedim böyle olacak” diye dayatmak yerine, dinleyerek, uzlaşarak verin kararlarınızı.
Halkı, seçmeninizi, insanları sevin, mutlu edin.
Sorun yaratan değil, çözen insan olun.
Olun ki, zamanı gelince bu insanlardan bir kez daha oy istemeye yüzünüz olsun.