Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları

Sormayın dostlar.
Pazar günü, havanın 33 derece olduğu bu güzel günde, eve kapanmaya karar verdim.
Bekle, bekle, ne arayan var ne soran, ne de çalan telefon...
Bir üzüldüm, bir üzüldüm...
Çekildim salonun bir köşesine, astım suratımı, süngüsünü indirmiş asker gibi gömüldüm koltuğa...
Sevgili karım Meltem bile sonunda dayanamadı..
Neyin var?
..........(!)
Canın mı sıkkın?
...............(!)
İşyerinde bir sıkıntı mı var?
............(!)
Çocuklarla..... demeye başlayınca, yerimden fırlayıp bağırmışım:
“Yeter be!... Ne seni ne de onları görecek halim yok!...”
* * *
Kadın şaşkın...
Çünkü ona böyle bağırıp-çağırmam vaki değil.
Ne oluyor be adam; ne böğürüyorsun, anlatsana?
“Bugün ayın kaçı Meltem Hanım?”
10’u... 10 Haziran Pazar...
“Eeeeeeeeee... Yine unuttunuz değil mi?”
Neyi unuttuk be adam; geveleme de, ağzındaki baklayı çıkar!
“Ben üç çocuğumun babası, senin de kocan değil miyim?”
Evet öylesin; şüphen mi var?
“Peki, neden benim ‘Babalar Günü’mü kimse kutlamıyor? Anneler Günü oldu mu, senin-ananın-dananın, hatta süt annenin bile elini öpmeye koşuyor, çiçekler-hediyeler taşıyoruz. Babalar Günü oldu mu, bizi ne hatırlayan ne arayan ne de soran var? Başlarım lan böyle hayata!... Biz iskele babası mıyız?”
Ben sinirden mosmor, o karşımda katıla katıla gülmeye başlamaz mı!
Tam yerimden kalkıp, kapıyı çarpıp, don-gömlek kendimi sokağa atacağım, baktım bizim hatun saçlarımı okşayıp;
“Canım benim, sen hakikaten hiç değişmeyeceksin. Çünkü senin adam olmaya falan hiç niyetin yok.
Bugün 10 Haziran ama Babalar Günü değil ki!
Babalar Günü, haftaya pazar günü. Ayın 17’sinde.
O senin aklında kalan 2’inci pazar günü hikayesi Anneler Günü içindir. Ama o da haziranda değil mayıstadır...”
* * *
Erkekliğe b.. sürdürür müyüm?
İnanmadım, bilgisayarı açtım; vallahi haklı...
Ne olacak şimdi?
Sabahtan beri çektiğim üzüntüye mi?
Bu sıcak pazar gününde Çeşme’ye gitmediğime mi?
Çocuklarıma haksız yere söylendiğime mi?
En önemlisi de sevgili karıma madara olduğuma mı?
Hangisine yanacağımı şaşırıp kaldım...
Benim aptallığım size bir ders olsun; siz siz olun, emin olmadığınız hiç bir şey için, canınızı sıkmayın, çoluk-çocuğa, en önemlisi de hayat arkadaşınız karınıza sebepsiz yere dır-dır etmeyin...
Olur mu?

Haberin Devamı

Aslanım Telekom
Ödül verildi.
Ne ödülü?
Sigara kullanımına karşı verdiği mücadele ve yürüttüğü bilinçlendirme çalışmaları nedeniyle Türkiye Sigarayla Savaş Derneği’nin “Sigarasız Bir Dünya Günü Özel Ödülü...”
Kime?
Türk Telekom’a...
Ne yani Türk Telekom, insanlara “telefonla cak-cak konuşturup sigara içtirmediği” için mi ödüle layık görüldü?

Kesin kararım: Ben adam olmam

Yok be birader;
Türk Telekom’a böyle onur verici bir ödül, sigaranın zararlarıyla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla kurduğu “Türk Telekom Sigara Bıraktırma Poliklinikleri” nedeniyle verildi.
Ve Türk Telekom, bugüne kadar 1.300 çalışanının sigarayı bırakmasına destek oldu.
Türkiye Sigarayla Savaş Derneği de, kurumu “İnsanlığın Gerçek Dostu” ödülüyle onurlandırdı.
Büyük şirket olmanın rajonu budur.
Kazanacaksın, kazanırken de kazandığının bir bölümünü kendi çalışanların başta olmak üzere toplum için harcayacaksın.
Nitekim şimdi, Türk Telekom çalışanları, iç portal üzerinden bulundukları ili belirtip başvuru yaparak randevu alıyorlar.
Önce kişiye “Nikotin Bağımlılık Testi” uygulanıyor, akciğer filmi çekiliyor, solunum fonksiyonları ve çeşitli kan testleri ile nikotinin çalışanların hayatında yol açtığı zarar ölçümleniyor.
Sonra da tedavi başlıyor.
Acaba ben de Türk Telekom çalışanı mı olsaydım?

Haberin Devamı

Çok önemli bir uyarı
Artk her iş için; telefon hattı alırken, abone olurken, kargo alıp-verirken, havale işlemlerinde, hep kimlik fotokopisi isteniyor.
Biliyor musunuz; aslında bu yasal değil.
Oysa bizlerden, sadece koca formu doldurmak yerine kimliğimizin fotokopisini isteyip, iliştiriyorlar. Sözde işleri hızlandırıyorlarmış.
* * *
Sebep her neyse...
Kimlik fotokopisi ile çok işlem yapılması alışılmış bir durum oldu. Peki; “Bu kimlik fotokopiniz ile başkası neler yapabilir” hiç düşündünüz mü?
Birkaç örnek vereyim:
- Adınıza bir yerlere üye olunabilir.
- Adınıza abonelik açılabilir.
- Sizi bir şey için kefil edebilirler.
- En çok görülen vakalardan biri de; adınıza bir sürü telefon hattı açtırıp, açık hat olarak satabilirler.
Ve bu hatları alanlar herhangi bir suç işlediklerinde direkt hat sahibi, yani kimlik fotokopisi kullanılarak adına hat açılan kişi zan altında kalmaktadır.
* * *
İyi de; kendimizi korumak, kimlik bilgilerimizle isteğimiz dışında işlem yapılmasını önlemek çok mu zor?
Elbette değil! En basit yöntem şu:
Mesela 05xx 123 45 67 nolu telefon hattını aldınız. Form doldururken ve kimlik fotokopisini verirken, fotokopide, kimliğin ön ve arka yüzündeki boş alanlara, hatta üzerine; Sadece 05xx 123 45 67 hattın abonelik işlemleri içindir yazıp paraf atmanız sizi koruyacaktır.
Bunu yazıp paraf atmanız sizi her türlü beladan koruyacaktır.
Ya da; sadece 01/01/200x nolu, xxxx miktarlı havale işlemi içindir.. vb. diye not düşmeniz yeterli olacaktır.
Dikkat; bu benim değil, T.C MERKEZ BANKASI’nın bir uyarısıdır...
* * *
Ve aklınızda bulunsun
Eğer bir gün ATM makinelerinden bir soyguncu tarafından para çekmeye zorlanırsanız;
PİN kodunuzu ters girmeniz halinde...
Örneğin, 1234 yerine 4321.. gibi... Makine parayı veriyor ancak bu arada polis de çağırıyor.
Bu da size bu haftanın kıyakçılığı olsun...

Haberin Devamı


İşyeri yasakları...
Hiç yasakların hakim olduğu bir işyerinde çalıştınız mı? Çünkü bazen öyle yasaklar oluyor ki çalışanlar şaşkına dönüyor. Yenibiris.com bir araştırma yapmış.
İşte şirketlerin koyduğu garip yasaklar:
1. Esnemek

Kesin kararım: Ben adam olmam

2. Kahverengi giyinmek
3. Türkçe müzik dinlemek
4. Başkasından ilaç istemek
5. Şirket aracının klimasını her yöne çalıştırmak
6. Sürekli aynı arkadaşlarla yemeğe inmek
7. İzinsiz tuvalete gitmek
8. Çaya ikiden fazla şeker atmak
9. Enerji içeceği içmek
10.Şal takmak
* * *
Ankette diğer öne çıkan yasaklara gelince;
Bilgisayar-internet: Sosyal ağları kullanmak (Facebook, Twitter vs.), sohbet etmek, şirket dışına e-posta yollamak ve alışveriş sitelerine girmek, bilgisayara flaş bellek takmak yasak.
Yeme-içme:
Soda içmek, fazla Türk kahvesi içmek, şeker ve süt tozunda verilen sınırı aşmak, masada yemek ve mesai saatleri içinde esnasında çay içmek yasak.
İş saatleri-mola: Çay molası vermek, öğle yemeği yemek, hava kararmadan ofisi terk etmek, öğle tatilinde ofisten çıkmak, yöneticiden önce çıkmak yasak.
Giyim-kişisel bakım:
Top sakal bırakmak, renkli oje sürmek, kahverengi giyinmek, küpe takmak yasak.
Telefon:
Cep telefonunu sessize almamak, işte telefonla konuşmak, telefonu şarja takmak yasak.
Ofis ve bina düzeni:
Asansörü kullanmak, poğaça ve simitleri x-ray cihazından geçirmemek, klimaları bütün gün çalıştırmak, dışarıdan gelen çiçekleri ofise almak yasak.
Ofis içi sosyalleşme: Alt kademe personelle konuşmak, aynı arkadaşlarla yemeğe gitmek, başka birimdekilerle arkadaş olmak yasak.
Sigara: Kapı önünde sigara içmek, sigaraya arkadaşla inmek, öğle saatinden önce sigara içmek yasak.
Kişisel ihtiyaçlar:
Tuvalete üç defadan fazla gitmek, fazla tuvalet kağıdı kullanmak, beş dakikadan fazla tuvalette kalmak yasak.