Karışma dedikçe, inadına herkes burnunu sokar ya;
CHP İzmir İl Başkanlığı seçimleri de bu hale dönüştü.
CHP’liler;
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu daha ne söylemeli, ne demeli ki, 3 Haziran’da toplanacak olan il kongresi birlik-beraberlik içinde geçsin?
Büyükşehir Belediye Başkanı karışmayacak; diyor.
Hiç bir ilçe belediye başkanı müdahale etmesin diye tekrar tekrar uyarıyor.
Milletvekilleri “taraf olmasın”, “birleştirici rol oynasınlar” diyor.
Peki dinleyen var mı?
Kılıçdaroğlu’nun söylediğini yapan var mı?
Yok...
Olmayacak da...
Olması da mümkün değil...
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kendisine yakın milletvekili ve CHP ilçe başkanları ve sözünün geçtiği ilçe belediye başkanlarıyla, gırtlağına kadar kulislerin içinde.
İlçe Beledye Başkanları, 2014 yerel seçimlerinde koltuklarını koruyabilmek için, neredeyse “adam-adama” markajdalar.
Milletvekilleri sahaya inip açık açık A adaya, B adaya C adaya delege devşirmenin peşindeler...
Sonra...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, garibim; “İzmir örgütü 3 Haziran’da sandıktan birlik-beraberlik ve dayanışma içinde çıkacak” diye bir umut ve beklenti içinde.
Zor, hem de çok, ama çok zor...youtu
Bunca zamandır şu siyaset işini çözmüş değilim.
İl Başkanı, benim, onun, diğerinin adamı olsa ne yazar allahaşkına?
Siz hiç bu güne kadar, il başkanı istedi diye, bir genel başkanın o kişiyi milletvekili, belediye başkanı yaptığını gördünüz mü?
Örnek;
Kemal Karataş ile Aziz Kocaoğlu’nun kedi-köpek gibi kavgalı olduğunu, birbirlerini hiç sevmediklerini bilmeyen var mı?
2009 yerel seçimlerinde Karataş İl Başkanı, Deniz Baykal Genel Başkandı.
Baykal’ın askeri denecek kadar genel başkana yakın olan Karataş, Aziz Bey CHP’nin Büyükşehir adayı olmaması için elinden geleni ardına koymadı.
Ne oldu?
Baykal il başkanı olarak Karataş’ı dinledi mi?
Hayır...
Aziz Kocaoğlu’nu, Karataş’a rağmen CHP’nin İzmir adayı yaptı.
Demek istediğim şu;
2014’te İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilçe belediye başkanı adaylarını, hatta, il genel, belediye meclis adaylarını da belirleyecek olan kişi, seçilecek olan il başkanı değil, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Bunu da herkes biliyor...
İyi de biraderlerler; o zaman niye birbirinize çamur atarak, birbirinizi kötüleyerek, “Ben Kocağlu, ben Kılıçdaroğlu, ben Makkap, ben Susam, ben Yüksel, ben şu şu belediye başkanlarının adayıyım” diye örgütü kapı kapı dolaşıyorsunuz?
Şu gerçeği bir kenara not edin:
O Ankara’da sessiz-sedasız oturduğunu sandığınız Kemal Bey; Kılıçdaroğlu var ya, İzmir’de ne olup bitiyor, kim ne yapıyor, izliyor ve biliyor.
O’nun için herkes attığı adımı iyi tartmalı.
Siyasette, ben kimseyi takmam, dinlemem diyen, günü geldiğinde bir bakar ki; en çok kaybeden olmuştur...