Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Usta gitti öyle mi?
Bozlaklar yetim kaldı bu kez gerçekten...
Mevlam ayrılık vermesin gökte uçan kuşa, derdi...
Kendisi gitti öyle mi?
Yüreğinin tellerine sığınan bir ömür...
Kim bilir kaç yüreğe dokundu.
Kim bilir kaçımız aşka sadakatı aşığa...
İnsana, insanlığa sadakatı onun şu dizeleriyle; “Evvelim sen oldun ahirim sensin...” diye yeniledik...
Usta, sevda adamıydı...
O, son yüzyılımızın tek ve gerçek halk ozanıydı.
Halkın ozanı, halkın omuzlarında gitmeli şimdi, tıpkı Zahide’sinin düğününe gider gibi...
Ama, ince bir sitemle...

“Gönül dağımız yıkıldı” diyor Yusuf Yavuz.
Haklı...
Çünkü onu sevenler, ona; “Bozkırın tezenesi” derdi.
Tıpkı Aşık Veysel gibi o da kentle kırsal arasında yıllar boyunca yaşadı vefasızlığın her çeşidini.
Örneğin, çok çabuk unuttuk, Ergenekon opreasyonlarında Neşet Ertaş cd’lerine “el konduğu” günleri.
Bakıyorum da bugün;
Kurtla bir olup kuzuyu parçalayanlar, oturup çobanla yas tutmaya çalışıyorlar.
Bozlakları yaratan coğrafyayı tarumar edenler, yine bugün vicdanlarını bozlakla yıkamaya çalışıyorlar.

O, hastaneye yatmadan önce ve sonrasında ta ki son nefesini verinceye kadar sevenlerinin çoğu ile helalleşti, helallik aldı...
O, kendisinin en hızlı hayranlarından biri olduğumu hiç bilmedi.
Usta Neşet Ertaş ile çok yerde karşılaştık, hatta aynı masada bile oturduk.
Ama yalakalığı, yağcılığı sevmezdi.
Onu ne çok sevdiğimi, ne de büyük bir hayranı olduğumu söyleyemedim.
Keşke çekinmeseydim, dedim dün sabah...
Kaçırmıştım o fırsatı...
Ama şundan eminim:
Ne Ankara’nın çiş kokan üçüncü sınıf pavyonları...
Ne de Almanya’nın gri ve puslu yalnızlığının söndüremediği o yürek ateşinin saçtığı kıvılcımlar, bozkır akşamlarında birer yıldız olacaklar.
Dedim ya; Bozkırın çığlığı Neşet Ertaş ölmedi, sadece ve sadece dün sabah Hakka yürüdü.
Güle güle gönül ustası Neşet Ertaş...
Toprak gibi yaşadın...
Toprağın bol olsun...