Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İZMİR için el ele toplantısına Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’un davetlisiydik. Havagazı Fabrikası’ndaki gecede, sloganları “el ele” olan İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu, neredeyse tam kadro oradaydı.
Kurulun Aziz Bey hariç 80 üyesi var.
İşadamları, sanayiciler, odaların başkanları, üniversite rektör ve öğretim üyeleri ve İzmir’de kurulu bulunan çok ortaklı özel sektör kuruluşlarının yöneticileri.
Vali yok, kaymakam yok, ilçe belediye başkanları yok, bürokrat yok, devlet memuru yok, siyasetçi yok.
Tamamen sivil bir inisiyatif...
Yapılan dört toplantı. Önceki gece de gazeteci ve yazarları, çalışmalarla ilgili bilgilendirmek için yapılan beşincisi...
Ve 80 kurul üyesinin eksiksiz katılımı, beni biraz şaşırttı.
Biz İzmir’de buna pek alışık değiliz.
Geçmişte bu ve buna benzer, belki biraz daha dar çerçevede İzmir’i kalkındırma adına çok toplantılar yapıldı.
İlk başlatan Büyükşehir Belediye Başkanlarından Burhan Özfatura’ydı.
Özfatura “Danışma Kurulu” adı altında benzer bir kurul oluşturdu.
Yürümedi... Yürütülemedi...
İlk bir-iki toplantı yüksek katılımla yapıldı, üç-beş derken, kimse gelmez oldu.
Sonrasında pek çok kez benzer şekilde bir araya gelindi ama yine olmadı.
Bazıları çıktı, sırf kendilerine “koltuk” yaratmak için kurullar oluşturdu. Ki bunlardan bazıları hala, bu kente hiçbir faydaları olmadığı halde, yok vakıf, yok bilmem ne kurulu, bilmem kim meclisi gibi isimlerle, “kör-topal” ayakta durmaya çalışıyorlar.
* * *
Katılımcılara bakıyorum; gerçekten çok üst düzey, birikimli ve hepsi de kendi alanlarında başarılı isimler.
Bir araya getirene bakıyorum; özellikle son seçimlerde yüzde 56 oy aldıktan sonra, neredeyse her şeyi “en iyi ben bilirim” diye direten, eleştirilere ve önerilere kulak tıkamış bir Büyükşehir Belediye Başkanı...
Nasıl olacak bu iş, nasıl yürüyecek? Nasıl bir “ortak akıl” oluşturacaklar?
Ama başarmışlar!..
Hayret verici, şaşırtıcı ama olmuş...
Nasıl olmuşsa olmuş; bu kuruldaki herkes, Aziz Bey de dahil, aktif ve örgütlü “yurttaş” kavramına uygun birer “birey”e dönüşmüşler.
* * *
Kurulun dört toplantı sonrası izleyeceği yol haritası üzerinde durmayacağım.
Seçilen konular doğru, yapılacaklar isabetli.
Merak ettiğim şey ise daha farklı.
Bu projede, acaba hangi taraf, birbirinin kentin sorunlarına ve yatırımlarına “bakış açısını” değiştirip geliştirecek.
Başkan Kocaoğlu’nu İzmir’i yönetme tarzı olarak, bu toplantıların biraz değiştirdiği izlenimi edindim.
İnşallah yanılmıyorumdur; katı bireysellikten ve despot-otoriterlikten arınıp, “el ele ve ortak akılla” yönetme biçimini benimsemiş gibi.
Örneğin, İzmir’de trafik sıkışıklığı ve kent ulaşımındaki tıkanıklığın nedenini anlatırken, “Suçlu biziz. Bizim ESHOT otobüsleri. Kentin caddelerini, meydanlarını tren vagonları gibi sıralanarak, zaman zaman da yolun iki şeridini kapatarak, trafiği tıkıyorlar...” diyebiliyor.
Oysa düne kadar kabullenmiyor, ESHOT’a laf söyletmiyordu.
Kişinin kendi ya da yönettiği kurumun hatalarını, suçunu kabullenmesi, bana göre o sorunun çözümü için atılan ilk ve en önemli adımdır.
Bir örnek daha...
Efemçukuru’ndan çıkarılacak altın madeniyle ilgili bir soruya verdiği yanıt da, Kocaoğlu’nun kent yönetiminde artık “ortak akıl” döneminin başladığının bir göstergesi:
“Bu konudaki görüşüm belli. Ancak bu konuyu bu kurula getiremem. Çünkü karşı olanlar kadar olumlu bakanlar da var. Biz ayrışmadan değil, birleşmeden yanayız. Her konuda kararlarımızı buna göre alacak ve uygulayacağız...”
Vallahi nazar değmesin, billahi nazar değmesin...
Ben yazarken kulağımı çekip tahtaya vurdum, şimdi hemen siz de benim gibi yapın..