Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İKİ liraya döner-ekmek, üstüne bir de ayran ya da kola olur mu?
Olmaz ama satılıyor!..
Hem de dükkanların camlarına koca koca yazılarla asılan duyuru ilanlarıyla...
Millet de afiyetle yiyor!..
“Ne yapsınlar” diyeceksiniz. Haklısınız...
Ama, en azından tavuk ya da et döneri yemediğini bilmesi hakkı değil mi?
Mesleği inşaat mühendisi olmakla birlikte 18 yıldır yemek ve gıda sektöründe iş yapan bir dostumun, bu süreçte öğrendiklerini ve bilgisini paylaşarak “Döner-ekmek+ayran = iki lira”nın nasıl olduğunu anlatmaya çalışacağım.
Bundan sonra yer misiniz, yemez misiniz, orası sizin bileceğiniz iş...
* * *
İki liraya yediğiniz döner-ekmek, asla ne tavuk ne de et!..
Önce bunu bilin. Peki ne?
Soya kıyması!.. “Soya kıyması” adıyla satılan bu ürün, yağı alınmış soya küspesidir. 25 kiloluk torbalarda, kilosu 1.5 liradan satılır. Kullanılırken ılık suyla ıslatılır. Bir kilo soya kıyması üç litre su emer. Yani kullanım fiyatı kiloda 50 kuruşa bile gelmez.
Ne yazık ki gerçek etin kilosunun 20 lira olduğu yerde, ekmek arası dönerlerin tümünde bu ürün; soya kıyması kullanılmaktadır.
Sadece döner-ekmeği birbuçuk liraya satanlar mı? Hayır..
Market raflarındaki pek çok ambalajlı hazır ürünlerde de et diye soya küspesi kullanılıyor. Farklı isimlerle: Mix kıyma, soya proteini vs. gibi. Dikkat edin mutllaka üzerlerinde yazar!...
* * *
Bitmedi...
Bu soya küspesinin; granül veya toz halinde, beyaz, açık kahve, koyu kahve, kırmızı ve yeşil renkleri var. Tadı nötür. Yani tadsız. Ne yazık ki az kıymayla karıştırılıp köfteye olduğu gibi, cevizle karıştırılıp, baklavaya, unla karıştırılıp ekmeğe, keke, yani unlu mamüllerin tümüne giriyor.
Gelelim tezgahta satılan etlere...
Marine kuşbaşı diye bir et satılıyor. Bakıyorsunuz normal kuşbaşı etten ucuz.
Neden? Çünkü özel bir kimyasal karışım su ete emdiriliyor. Ete yüzde 20 su basılıyor, fiyat ucuzlatılıyor!..
Ancak bu tuzlu kimyasal sizin kalp, şeker, tansiyon ve diğer hastalıklarınıza, yapıyorsanız rejiminize zarar verir mi bilmiyorsunuz. Yemeğe tuz atmıyorsunuz, ama başka tuzları bilmeden yiyorsunuz!...
* * *
Bir de peyniraltı suyu tozu var.
Adı üstünde; peynir üretiminin artık suları sıcak plakalara püskürtülüyor. Buharlaşma ile elde edilen bu toza, bu ad veriliyor.
Nerelerde mi kullanıyor?
Peynirli bisküvit ve tüm ambalajlı kek sektöründe kullanılıyor. İnanmayacaksınız ama bu sektörün birinci sınıf dolgu maddesi ve kilosu 50 kuruş... Ve diğerleri:
Bezelyenin kurusu öğütülüp fıstık süsü verilerek tatlılara konuyor.
Bir danadan 25-30 kilo sinir çıkıyor. (-40) derecede dondurulup öğütülüyor, sinir unu yapılıyor, sosis ve diğer şarküteri ürünlerinde kullanılıyor. Dikkat edin; ‘yüzde 100 dana’ deniyor, ‘dana eti’ denmiyor!...
Tavukların boyun, taşlık, kanat ucu vs gibi ticari değeri olmayan her yeri kemikleriyle öğütülerek “mekanik kıyma” isimli bir ürün haline getiriliyor. Kullanıldığı yerler ise tavuk sucuk ve salamları!..
Hadi canım mı?
Ne yani; yoksa tavukların göğüs etlerinin kıyma yapıldığını mı sanıyordunuz?
En acısı da şu: Bütün bu maddeler gıdalarımızın içine Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın izni ile konuluyor.
Düşünsenize; her yönüyle gıda terörünün cenneti olan ülkemizde, izinle bunlar yapılıyorsa, siz varın kaçak yapılanları bir düşünün...