Akşehirli Bekir oğlu Mehmet Çavuş,
Antalyalı Ömer oğlu İbrahim Hakkı Çavuş,
Nevşehirli Ahmet oğlu Seyit Ahmet,
Ve Nevşehirli Ahmet oğlu Ahmet...
9 Eylül tartışmaları arasında bu dört şehidimizi unuttuk.
Onlar ki, Mustafa Kemal Paşa’nın Belkahve’den Hükümet Konağı’na Türk Bayrağı’nı dikmek için görevlendirilen müfrezenin askerleriydi.
Mersinli’den Konak’a koşaradım yürürken, Tuzcuoğlu Fabrikası’ndan açılan yaylım ateşiyle, isimlerini yazdığım bu dört kahramanımız şehit düştü.
Bugün, Halkapınar’daki “İstiklal Şehitliği”nde yanyana yatıyorlar.
Ama kimsenin aklına, “Şu Halkapınar’da bir İstiklal Şehitliği var, oraya da bir uğrayalım” demek gelmiyor.
Herkes, 9 Eylül’ü siyasi ranta çevirmeye kilitlenmiş durumda.
Yazık...
9 Eylül, ne CHP’nin ne AK Parti’nin malı, ne de tekelinde olan değerli bir kavramdır.
9 Eylül; İzmir’in, Türk ulusunun bağımsızlığını ve kurtuluşunu dünyaya ilan ettiği tarihi gündür.
Sahibi, İzmirlilerdir...
Sahibi, Mustafa Kemal Paşa ve;
Onun başkomutanlığında Kurtuluş Savaşı’nı kazanan, bozguna uğrattığı düşmanı İzmir’e kadar kovalayan, bu uğurda canını veren kahraman şehitlerimiz ve gazilerimizdir.
Onlara gereken ilgiyi, saygıyı, vefayı gösteriyor muyuz?
Emin değilim.
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, “Halkapınar İstiklal Şehitliği”ne sahip çıkılmadığını, şehitliğe gereken ilgi ve özenin gösterilmediği görüşüne...
Ve, “Halkapınar İstiklal Şehitliği, öyküsüyle birlikte Yunan Bayrağı’nın indirilmesi, süvari birliğinin Türk Bayrağı’nı göndere çekme süreci, 9 Eylül’ün çok anlamlı bir parçasıdır. Şehitliğimize acilen sahip çıkmalıyız” sözlerine aynen katılıyorum.
Çünkü;
İstiklal Savaşı şehitlerimiz ve gazilerimiz, ölümü göze alıp bu vatanı savunmasalardı, bizler bugün bağımsız ve özgür bir ülkede yaşamıyor olacaktık.
Bunun için, Halkapınar İstiklal Şehitliği’ne sahip çıkmalı, belki de önümüzdeki 9 Eylül’de ilk töreni bu şehitlikte düzenleyerek, hatamızı telafi etmeliyiz.
Tartışmalara gelince...
Bayrağımızın çekilmesi ve süvarilerimizin Konak’taki temsili gösterilerini yasaklamak...
9 Eylül’ü yok saymak, önemsememek, ülkemizin bu değerli tarihi gününü, sözde benzer törenleri disipline etmek adına çıkarılan yönetmelik bahanesiyle sıradanlaştırmak, harcamaktı.
Başarılamadı...
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bir İzmirli gibi düşünüp müdahale etti, yasağı kaldırttı.
9 Eylül’de yaşanması olası can sıkıcı olayların önüne geçti.
Yuhalanmak değil, alkışlanmak hakkıydı.
Başarılamadı...
Ve o imza iddiası...
9 Eylül’ün törensiz-geçitsiz-bayraksız kutlanması kararı, 1 Ağustos’ta vilayette, yetkili vali muavininin başkanlığında toplanan kurulca alınıyor.
Aziz Kocaoğlu’nun şok eden açıklaması şu:
O gün alınan karar 41 gün sonra, 10 Eylül’de yazılı hale getirilip, Büyükşehir temsilcisine apar-topar imza ettirilmesinin ardından, aynı gün öğleden sonra AK Parti İl binasında basına fotokopi olarak elden dağıtıldı...
Kocaoğlu ardından da ekledi:
“Tepki alınca kendilerince bir oyun tezgahladılar ama;
Başarılamadı...”
İzmir Valisi Cahit Kıraç, Kocaoğlu’nun açıklamasını, “devlet bu yollara başvurmaz, sahtekarlık yapmaz” sözleriyle hemen yalanladı.
1 Ağustos toplantısına başkanlık yapan ve “yasak kararının” altında imzası olan Vali Muavini Nevzat Ergün, “Şu an izinliyim. İzmir ile ilişiğimi kestim. Uşak’a tayinim çıktı. Beni bu polemiğin içine sokmayın” dedi.
Durum bu efendim...
Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz...