CİDDİ söylüyorum, Buca yazmamaya karar vermiştim.
Çünkü, ben dahil herkesi baydı...
“Ne halleri varsa görsünler” diye geçiştirecektim.
Olmadı...
Belediye Meclisi toplandı, yine kriz patlak verdi.
Bu kez de Buca Meclisi’ni AKP Grubu terk etti.
Bu kez de diyorum; çünkü önce bir grup CHP’li meclisi terk etmişti.
Ardından Başkan Ercan Tatı, CHP’li bir Belediye Meclis Üyesi’ni kovmaktan beter etti, o aldı başını, çekip gitti.
Bu üçüncü oldu..
Anlayacağınız Buca Belediye Meclisi, belediye meclisi olmaktan çıkıp, bir “çiftliğe (!)” dönüştü.
* * *
29 Mart yerel seçimlerinden sonra, CHP İzmir’de iyi yönetilmiyor diye yazdım; “hem parti olarak hem de yerel yönetimler olarak” diye de ekledim.
Kızan, köpüren, öfkelenen çok oldu.
Ama görünen tablo; inkar etseniz de, bu görüşe katılmasanız da, gerçek olan bu.
İnanmayan, çıkıp sokağın, mahallelerin, vatandaşların sesini dinlesin.
Ne doğru dürüst hizmet var, ne de sorunları çözecek proje...
Peki ne olacak?
........(!)
* * *
Siyaset, bireysel ve kurumsal özgürlük kadar disiplin de gerektirir.
Disiplinin sınırları parti tüzüklerinde yazılı maddelerle belirlenmiştir.
İzmir’de bu disiplin kaybolmuştur.
CHP neredeyse Kemal Karataş dönemini arar, özler hale gelmiştir.
Bu kentin insanları CHP’yi yerel seçimlerde yüzde 56 oyla iktidar yapmıştır.
Sıkıntılar tabi ki olacaktır.
Ama bu sıkıntılara çareyi, kentin restoranlarında, “içki” masalarında aramak çözüm değildir.
CHP’nin İzmir’de Alaattin Yüksel ile başlayan, Kemal Karataş ile perçinlenen başarısı, bugünkü anlayış; tüzük ihlalleri, küskünlükler, her kafadan çıkan seslerle ve isteyenin istediğini yaptığı bir süreç ile devam edemez.
Başarının aksi ise, ne yazık ki başarısızlıktır.
* * *
Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı’ya gelince...
Sayın Başkan bilmeli ki, yerel yönetimler imparatorluk, belediye başkanları da padişah değildirler.
Belediye Başkanı nasıl seçimle gelmişse, belediye meclis üyeleri de halkın oylarıyla seçilen kişilerdir.
Partisi ne olursa olsun, belediye meclis üyeleri başkanların “emir eri” olmadıkları gibi, çocuk gibi azarlanacak, “sus artık”, “otur yerine” denecek kişiler hiç değildir.
Meclis Salonu’nda herkes birbirine saygılı olmak zorundadır.
Önceki gün, “Alın şunun elinden artık mikrofonu” diye bağırıp çağıran, görevlilere emirler yağdıran Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, o meclise 90 bin kişinin oyunu alarak seçilen bir kişiye, bilerek ya da bilmeyerek “saygısızlık” etmiştir.
İktidar olanlar, muhalefete, yasalarla belirlenen sınırları aşmadıkları, kişilik haklarına hakaret etmedikleri sürece tahammül etmek, onları sonuna kadar dinlemek ve bilgilendirmek zorundadırlar.
Demokratlık budur...
Aksi diktatörlüktür...