Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ciddi endişelerim var...
Ne yapılacaksa, bir an önce başlanmalı...
“Felaket tellallığı” yapmak istemiyorum ama biz yıkmazsak, bu İzmir, binlercemizi yıkıp yok edecek.
* * *
Herkesin dilinde...
Herkes sürekli basın bültenleriyle bağırıp çağırıyor...
Sonuç; herkes birbirini bekliyor...
Vatandaş, Büyükşehir Belediyesi’ni...
Büyükşehir, Bakanlar Kurulu’nu...
Yatırımcılar ve TOKİ, yerel yönetimleri...
Belediyeler, plancıları...
Yani, bekleyen bekleyene...
Bunun anlamı şu:
Çok beklediler zavallılar ama ne yazık ki 7.2’lik bir depreme dayanamayıp, Hakk’ın rahmetine kavuştular...
Alın yazısı bu...
Ruhları şad, mekanları cennet olsun!..
* * *
Şimdi sıkı durun...
Endişelenin ama panik yapmayın...
Büyükşehir Belediyesi, İzmir’de tam 43.7 milyon metrekarelik “Sağlıklaştırma ve Yenileme Program Alanı ”nı belirledi.
Bu İzmir’in yüzde 40’ı demektir.
Kaba bir hesapla bu sağlıksız yapılaşma bölgelerinde kent nüfusunun yüzde 30’unun yaşadığını varsayarsak, bu da 1 milyon 200 bin kişi eder.
Bunların 7.2 şiddetinde bir depremde yüzde 50’sini (iyimser bir oran) kaybettiğimizi düşünürseniz; işte bize çıkan ürkütücü tablo: 600 bin ölü...
* * *
Şaka değil, İzmir olarak böylesine ciddi ve gerçek bir tehlikeyle burun burunayız.
Ve ne yazık ki, kenti böylesine yenilemek, depreme karşı sağlıklı ve dirençli binalarla donatmak, öyle pek kolay bir iş değil.
Maliyetinden vazgeçtim; böyle bir iş için en az 10 yıllık bir sürece gereksinme var.
Üstelik hemen başlamak ve dur-durak bilmeden devam etme koşuluyla...
* * *
İzmir’in bu duruma gelmesi, bugünkü ya da bundan önceki veya daha önceki yönetimlerin suçu değil.
Kent, tam 60 yıl boyunca aldığı göçler sonucunda bu hale geldi.
Bugün İzmir’i yöneten Aziz Kocaoğlu, kenti sağlıklaştırma ve yenilemek istiyor.
Daha cabbar olmak zorunda...
Daha ikna edici, daha aktif, daha birleştirici ve bütünleştirici olmak zorunda.
İzmir’i, olası bir felakette yıkılmaktan kurtarmak için herkesi seferber etmeli.
Moda deyimle; İzmir’i kendi yıkılmadan, elimizi çabuk tutarak biz yıkmalıyız...