Oh be; nihayet doğru söyleyen biri çıktı.
AK Parti İzmir Milletvekili Ali Aşlık’ın “deprem” konsundaki tüm tespitlerinin altına, gözü kapalı ve hiç tereddütsüz imzamı atarım.
Çünkü, ne söylediyse doğru...
Kime öfkelendiyse; ağzına sağlık az bile söylemiş...
* * *
- Türkiye’de devlette depreme yönelik hazırlık-mazırlık yok...
Yalan mı?
- Türkiye hala bürokratik bir devlet...
Yalan mı?
- Bugün bizim getirdiğimiz (AK Parti’yi kast ediyor) bürokratlar da dahil olmak üzere hepsi değişik bir anlayışa sahipler.
Yalan mı?
- Bürokrat o koltuğa oturduğu anden itibaren bir çok şeyi unutuyor, direnç gösteriyorlar...
Yalan mı?
Çözüm...
Kim görev ihmali ile insan yaşamını tehlikeye atıyorsa...
Kim çözmekle sorumlu olduğu konularda, direniyor, vatandaşın işi yapmıyorsa...
Tutup kulağından atacaksın kardeşim...
Bunun başka çaresi yok...
* * *
Peki bunu kim yapacak?
Ali Aşlık gibi siyasiler...
Başbakan, bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler, valiler, kaymakamlar, belediye başkanları...
Ve herkes şunu çok iyi bilecek:
Devlet dairelerindeki koltuklar, yan gelip oturulacak yerler değildir!..
* * *
“Türkiye Depreme Ne Kadar Hazırlıklı?” konulu toplantıda Ali Aşlık gibi bir konuşma yapan Eşitlik ve Demokrasi Partisi İl Başkanı Arif Ali Cangı’nın da söylediklerine aynen katılıyorum.
Çünkü o da herkes gibi şu sorulara yanıt arıyor:
- Türkiye gelişmişliğiyle övünürken Van’da naylon çadırda engelli bir çocğun can vermesi doğal mı?
- Deprem paralarının duble yollara kaynak olarak kullanılması doğru mu?
- Oteli mühürlememenin sorumlusu sadece iki mühendis mi?
- Vanlılar’a evlere girme çağrısı yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın hiç mi suçu yok?
Cangı da haklı...
* * *
Belki biraz Nasreddin Hoca öykülerine benzedi ama o haklı, bu haklı...
İyi de haksız olan kim?
Bizler, yaşamlarından olan, enkaz altında can veren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları mı?
* * *
Öyle veya böyle...
Dünya deprem istatistiklerinde, en riskli kentler sıralamasında liste 7’incisi olan İzmir için endişeliyim.
Siz Alsancak, Güzelyalı, Hatay, Bornova, Buca, Karabağlar, Bayraklı, Narlıdere, Çiğli, Menemen, Urla, Seferihisar, Çeşme ve diğer ilçelerde yaşayanlar...
Deprem felaketinden sağ kurtuldunuz diyelim.
İzmir’in neresinde, hangi meydanlarda ya da hangi alanlarda toplanacağınızı biliyor musunuz?
Soruyorsunuz, yetkililer o alanların belli olduğunu söylüyorlar.
Kardeşim; sen bilmişsin, ben ve İzmir’de yaşayan milyonlarca insan bilmedikten sonra neye yarar ki?
Oysa her apartmanın girişine, her konutun kapısına ya da sokaklarda belli ve görünür yerlere, kim ne yapacak, nerede toplanılacak, çadır ve diğer yardım malzemeleri nereden, nasıl kimden alınacak?
Bilmek bizlerin hakkı değil mi?
Peki bunları yapmak, düzenlemek çok mu zor?
Değilse; neden tembel tembel oturuyorsunuz efendiler?
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024