Verilmek istenen mesaj şu:
Devleti, vatandaşını koruyamayacak hale getirdik.
Bizimle pazarlık masasına oturmak zorundasınız...
Yoksa;
Dün Gaziantep’ti...
Yarın Edirne, ya da Mersin, Adana, Antalya, İzmir, herhangi bir şehir olabilir...
Amaç korku salarak zorlama...
Kamuoyu oluşturmak...
“Alın sizin olsun” dedirtmek...
PKK’nın eylemlerini arttırmasının tek nedeni budur...
Ülkeyi, iyice karıştırmak, İran’ın, Rusya’nın desteğini alıp, Suriye’deki iç savaştan nemalanıp, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü bozmak, Doğu ve Güneydoğu’da özerkleşmek...
Ama yok öyle yağma...
Teröre lanet mitinginde, genç bir Antepli kuaför Samet Eryatan’ın taşıdığı pankartta yazılı olanlar, tüm Türk halkınınn gerçek hislerinin dışa vurumudur:
“Gaziantep, Gazi olur;
Şehit olur;
Ama asla teslim olmaz...”
Bölücü eşkıya PKK ve onun sivil destekci ve parlamenter yandaşları bunu böyle bilmek zorundalar.
Sivilleri katletmek, asker ve polisimizi şehit etmek Türk halkını sindirmez, yıldırmaz, hele hele hiç korkutmaz...
Eksiğimiz şu;
Cenazede biraraya gelen ve saf tutan devlet kadromuzun, bu birlikteliği, teröre karşı aynı duyarlılıkta gösterememesi.
Terörün kökünü kurutmak için bu şart.
Çünkü;
Bu ülkede hiç bir kimsenin Kürt kökenli vatandaşlarımızla sorunu yok.
Tarih boyunca da olmadı.
İsyanları, ayaklanmaları iyi araştırın, inceleyin; Kürt’lerin hakkını savunmak adına yapılan tüm kışkırtmalara öncülük edenlerin soy-sop’larını araştırın.
Gerçeği o zaman göreceksiniz.
Kürtler hepimizin kardeşi olmasa, Uludere’de, Gülyazı Köyü’nde o yaralı askerlerimizin yardıma koşarlar mıydı?
Koşmazlardı...
Ama bir an bile tereddüt etmediler.
Neden?
Çünkü onların gündeminde Türk-Kürt ayırımı ve düşmanlığı yok.
Yüzyıldan beri bir arada kardeşçe yaşayan bizleri bu hale düşüren, siyasi “seçtirilmişler”dir.
Dikkat edin, “seçilmiş” değil, “seçtirilmişler” diyorum.
Çünkü PKK yandaşı olan bu içimizdeki hainlerin çoğu, ne yazık ki halkın özgür iradesiyle seçilmediler.
İmralı’dan, Kandil’den icazet alarak ya da onların talimatlarıyla, Doğu ve Güneydoğu’dan tehdit ve zorbalıkla Ankara’ya gönderildiler.
Milletin vekili imişler!...
Millet seçmedi ki, vekili olsunlar.
O’nun için bu ülkede yaşayan herkes şunu çok iyi bilmeli;
Kürt sorununu bu “vekil” olmayan “Seçtirilmişvekiller” ve onları taşeron gibi kullanan, çoluk-çocuk, sivil, asker, polis demeden kan akıtan bölücü terör öğgütü PKK ile çözmek mümkün değildir.
Antepli kardeşimizin dediği gibi;
Gazi olur,
Şehit olur,
Ama asla,
Teslim olmayız...