Bakkal, manav, kasap aslında bir sembol.
Tartışılan, bakkal-çakkal olayı değil, bir ülkenin perakende ticaretinin tümüyle ele geçirilmesi ya da kimin, kimlerin tekeline verileceğidir. Bir başka deyişle, Türkiye’nin perakende piyasası esnaf ve sanatkarların mı?
Yoksa çok uluslu perakende şirketlerinin mi olacak?
Hükümetin bugünkü eğilimi, Türkiye’deki bu dev pastayı, bakkalı, manavı, kasabı, uluslararası güçlü oyunculara ezdirerek yok etmek, milyarlarca dolarlık perakende piyasasını yabancılara teslim etmektir.
* * *
Bu bir kehanet değil.
Rakamlar böyle söylüyor.
Milliyet Ege’yi dün, DP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aytun Çıray ve İzmir İl Başkanı Fatih Dalan ziyaret ettiler.
Bakkal ile küçük esnaf ve sanatkarı yok eden AVM’lerin, (Dev Alış Veriş Merkezleri) yasal boşluklardan ve bir türlü çıkarılmayan Marketler Yasası nedeniyle Türkiye topraklarında nasıl cirit attıklarını anlattılar.
AK Parti iktidara geldiği günden bugüne ülkemizde 110 tane AVM açılmış.
Ve AK Parti, yasanın çıkması için ısrarcı olan, iki Sanayi ve Ticaret Bakanı’nın kellesini almış.
Ali Coşkun ve Zafer Çağlayan...
İstanbul-Ankara-İzmir başta olmak üzere toplam 119 yeni dev alışveriş merkezinin yapımı projelendirilmiş İzinleri alınmış ve bunlardan 37’sinin inşaatı başlamış. Sonuç:
AVM’siz sadece 47 ilimiz kalmış.
DP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Çıray,”Başbakan ve yandaşları Türkiye’nin tüm varlıklarını yabancılara peşkeş çektikleri yetmezmiş gibi şimdi de Türk esnafını, sanatkarını, yani toplumun ayakta kalmaya çalışan son kesimini; İngilizlere, Fransızlara, Amerikalılara tüfeksiz-süngüsüz teslime hazırlanıyorlar” diyor.
Öyle görünüyor ki, hiç de haksız değil.
* * *
“Anayasanın 173. maddesini herkesin okumasını tavsiye ederim...”
CHP İzmir Milletvekili M. Ali Susam da böyle diyor. 173’üncü madde şu:
Devlet, esnaf ve sanatkarını korumak ve kollamakla mükelleftir.
Anayasamız böyle diyorsa, bakkalı, manavı, kasabı, dünyadaki uluslararası perakende devlerinin karşısında korumasız bırakmak, güçlü sermaye yapılarıyla ve sürekli mağaza açarak yok etmelerine göz yummak Anayasal suç değil mi?
Bugün perakende piyasasının yüzde 60’ına hükmeden 5 dev hipermarketten 4’ünün sahibi yabancılar.
AVM’ler yetmiyormuş gibi, mahallelerde, sokak aralarında sürekli bakkal büyüklüğünde dükkanlar açarak yayılıyorlar.
Dev mağazalarda fiyatlar neyse, sokak aralarındaki dükkanlarında da aynı.
“Ne yapalım kardeşim; adamlar ucuza satıyor, bakkalınki ise pahalı. Ucuz dururken pahalı mal alınır mı?”
Sorun da zaten burada.
Dünyanın hiç bir yerinde, perakende piyasaları bu kadar kuralsız işlemiyor.
Aynı marka bir kutu deterjanı hipermarkete 16 liradan, bakkala 24 liradan verirseniz, esnaf bunu hipermarketle nasıl aynı fiyata satsın?
Nasıl rekabet etsin?
AK Parti Hükümeti tarafından 2002’den buyana Bakanlar Kurulu gündeminden Meclis’e bir türlü gönderilmeyen perakende piyasasını düzenleyen o yasa çıkmış olsaydı, o deterjan fabrikası, hipermarkete de, bakkala da aynı fiyattan mal vermek zorunda olacaktı.
Açıkçası Türkiye’de bir maç oynanıyor.
Hakem hep güçlüden yana.
Faul yapmasına göz yumuyor, ofsayttan gol atmasına bayrak kaldırmıyor.
Canı istediğinde düdük çalıp penaltı veriyor. Sürekli kırmızı kart gösteriyor.
Kısacası Esnafspor, hezimete mahkum bir maç oynuyor.
Ve ne yazık ki 90 dakika tamamlanmak üzere...