Saçma bir soru belki ama;
Hiç geceyarısından sonra Alsancak, özellikle de Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde şöyle bir uçtan diğer uca yürüdünüz mü?.
Hayır diyorsanız, hiç tavsiye etmem!..
Çünkü aklı başında bir insanın, başı-gözü yarılmadan, karakolluk olmadan bu caddeyi geçmesi zor, hatta olanaksız...
Yan sokakları ile; özellikle de gece saat 02.00-04.00 arasında, İzmir’in bu bölgesi Allah’a emanet!..
Zabıta aradım, göremedim...
Gözlerim polisi aradı, bulamadım...
Trafik polisi var mı diye baktım; yoktu!..
Ne vardı?
Saymadım ama, pilavcı, dönerci, midyeci, börekçi, kokoreççi...
Trafiğe kapalı yaya yolu olmasına rağmen; yüzlerce taksi...
Kafaları kıyak, direksiyon başına geçmiş, yaya olarak yürüyen insan selini yarmak için sürekli ayağıyla gaza basıp, korku ve dehşet yaratan, dönüm bakmaya kalktıınızda “Ne var lan”..” diye diklenen sürücülerin kullandığı araçlar...
Ve saat sabaha karşı olmasına rağmen, her mekandan yükselen kulakları sağır eden yükseklikte müzik!..
Benimki sadece bir dost ziyaretinden eve dönüştü.
Yemin etmek istemiyorum ama mecbur kalmadıkça bir daha asla o saatlerde Kıbrıs Şehitleri’ne adımımı atmam...
Peki İkinci Kordon ile bu bölgede oturanlar ne yapacak?
Nasıl yaşayacaklar, nasıl uyuyacaklar, evlerine nasıl girip-çıkacaklar?
Hem üzüldüm, hem kızdım, hem de endişe duydum...
İzmir, bir caddeyi ve çevresini kontrol altına alamayacak kadar çaresiz mi?
* * *
Alsancak’ı bırakıp Yeşildere’ye geçiyorum.
Çünkü okurlarımdan sürekli uyarı geliyor.
“Hamdi Bey... Hamdi Ağabey, İzmir, sadece Alsancak, Birinci Kordon, Güzelyalı, Karşıyaka değil, bir de şu Yeşildere Caddesi’ne gidin, görün” diyorlardı..
Pazar günü kalktım ben de Yeşildere’ye gittim.
Hay gitmez olaydım!..
Ne o Allahaşkına Yeşildere Caddesi’nin hali?
Utanç verici utanç!..
Başbakan Erdoğan, buradan geçip de o İzmir’le ilgili lafları söylediyse, yerden göğe kadar haklı.
Beyler, bu cadde İzmir’i Adnan Menderes Havaalanı’na, Karabağlar’dan sonra bağlayan ikinci güzergah.
Yol boyunca bit pazarı var. Hayvan pazarı da var.
Satış yetmezmiş gibi belediye otobüs duraklarının yanında canlı tavuk kesim yeri var.
Adam yolun kenarında herkesin gözünün önünde, bağırıp-çağıran, çırpınan tavuk ve horozu yakalayıp basıyor bıçağı, kafayı kopartıyor, ayaklarını parçalıyor, tüylerini yoluyor; yallah dereye!..
İnanamadım... Gözlerim faltaşı gibi açık kaldı..
Eminim ki, gidip-gören herkes aynı duyguyu yaşayacaktır.
Bir tek belediye bürokratları hariç!..
Çünkü onların gözleri bu kentte zaten 24 saat kapalı (!..)