Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

HAK aramak, sigara içmek değildir.
Otomobilinizin deposunu benzinle doldurmak hiç değil...
Sinemaya gitmek ya da ister keyiften, ister kahırdan bir şişe rakı satın almak da değildir.
Bunlara istediğiniz kadar zam yapabilirsiniz.
ÖTV, KDV, lüks tüketim, adına ne derseniz deyin fiyatını artırabilir, içilmeyecek, alınmayacak, kullanamayacak hale getirebilirsiniz.
Ama adalet, daha doğrusu insanların hak arayışlarını zorlaştırıcı zammı yaparken, bir kere, yüz kere, bin kere, yüz bin kere düşünmeniz gerekir.
Çünkü; bugün bana, yarın size, bir gün hepimize adalet gerekebilir.
Bu nedenle kolaylaştırmamız gerekir.
Oysa ülkemizde, haksızlığa uğrayanları, hak aramaktan uzaklaştıracak uygulamalar yapılıyor.
* * *
Çok kızacaklar ama kesinlikle ve şiddetle karşıyım.
Avukata gittin, danıştın, 600 lirayı masaya koyacaksınız.
Bitmedi...
Görüşmeniz uzadı.
Bir saatten sonraki her 15 dakikalık uzatmalar için “Hukukmetre(!)” çalışmaya başlayacak ve 180 lira ek ücret yazacak.
Bir buçuk saat için 600+180+180= 960 lira.
İki saatlik avukat görüşmesi içinse, 600+720= 1320 lira...
Dava dilekçesi yazmak, dava açmak, avukat tutmak vs.........
Sürüp gidiyor...
Kısacası şu:
Şayet bu ülkede asgari ücretle çalışıyorsanız, uğradığınız haksızlığı yargıya taşıma hakkınız elinizden alınıyor...
Böyle adalet olur mu?
* * *
Bir başka kanayan yaraya, iki gün önce değinmiştim.
Meğer iş kangren olmuş da haberimiz yokmuş.
Ticari suçlar, daha doğrusu karşılıksız çek davaları.
Son iki yılda yakalanıp cezaevlerine konan çek hükümlüsü sayısı 32 bin 500 kişiymiş.
Rakamlar, kafadan atma, tahmin ya da öngörü değil.
Adalet Bakanlığı’nın resmi açıklamasına göre, ülkemizde tam 700 bin kişi aranıyor.
Bulundukları yerde tutuklanıp içeri tıkılacaklar.
Ve ne yazık ki bunlardan 650 bini karşılıksız çek kaçağı.
Cezaevlerinde yatan çek suçlusu ise 65 bin kişi.
Bu bir toplumsal yara değil mi?
Çare bulmak devletin görevi değil mi?