Bu tarihleri mutlaka not edin;
26 Ağustos...
30 Ağustos...
9 Eylül...
Ülkem için birbirinden değerli olan bu tarihlerden en önemlisi 26 Ağustos’tur.
Çünkü 26 Ağustos; iki tarihi olayı hatırlatır.
İlki 26 Ağustos 1071 Malazgirt savaşı, diğeri de 26 Ağustos 1922 işgal güçlerine yönelik Büyük Taarruz’dur.
Büyük Taarruz; Türk Halkını ve Anadolu’yu ele geçirerek tarih sahnesinden silmek isteyen işgalci batılı güçlere karşı, Mustafa Kemal komutasındaki ordularımızın Yunan’a karşı başlattığı genel saldırıdır.
21 Ağustos 1922’de karar verilmiş, 26 Ağustos’ta saldırı başlatılmıştır.
30 Ağustos’ta işgal kuvvetleri bozguna uğratılmış, Büyük Zafer kazanılmış, 9 Eylül’de Türk askeri İzmir’e girmiş, Anadolu düşman işgalinden kurtarılmış, yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur.
Malazgirt Meydan Savaşı’na gelince...
26 Ağustos 1071 tarihinde, Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan ile Bizans İmparatoru IV. Romen Diyojen arasında gerçekleşen bir savaştır.
Alparslan’ın zaferi ile sonuçlanan Malazgirt savaşı, Türklere Anadolu’nun kapılarını açan, kesin zafer sağlayan son savaştır.
30 Ağustos gibi, Malazgirt de, tarihimizin en büyük zaferlerinden birisidir.
Anadolu’da Türklerle Bizanslılar arasında iki yüzyıl süren meydan savaşlarının sonuncusudur.
Tarihi zaferleri kutlamak; millete hizmet edenlere karşı saygı olacağı gibi, gençlerimizin kimlik kazanması yönünden de önemlidir.
Bunun için, Türkiye’yi yoktan var eden, bizleri kölelikten kurtaran, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Türk tarihinin kahramanlarını ve tarihe yön veren “Zafer”lerimizi asla unutmamak zorundayız.
Ne yazık ki, 2011 genel seçimlerinden sonra, sudan nedenlerle Türk halkı için önemli, değerli ve ülkeye yön veren zaferlerimizi unutturmak gibi bir gayret içine girilmiştir.
Yakın tarihimizi; 30 Ağustos, 9 Eylül, 29 Ekim, 10 Kasım, 23 Nisan, 19 Mayıs’ı küçümsemek, sıradanlaştırmak, önemsizleştirmek, gençlerimizi ve toplumumuzu robot insanlara dönüştürebilecek bir anlayıştır.
Yarın 30 Ağustos Zafer Bayramı...
Bazılarımız kutlamak istemiyor olabilir ama bu vatanın evladıysanız şayet; 26 Ağustos’ta, işgal altındaki topraklarını kurtarmak için saldırıya geçen kahraman Türk Ordusu’nun, düşmanı bozguna uğrattığı 30 Ağustos’u, doyasıya, coşkuyla ve heyecanla, elimizde Türk Bayrakları ile en görkemli biçimde kutlamalıyız.
İnat olsun diye...
Kıskansınlar diye...
En önemlisi de; Bu Zafer’in nasıl yüce bir değer olduğunu genç kuşaklara anlatmak için...