Malum, bugün Anneler Günü...
Karşıyım ama yapacak bir şey yok...
Annelerimizi böyle bir güne o kadar çok alıştırdılar ki; kutlasan bir türlü, kutlamasan başka türlü.
Bekliyorlar...
Geçen pazar gitmediğin için bir şey söylenmiyor ama; bugün elini öpmesen, uzaktaysan telefon açmasan kıyamet kopuyor.
Evlat olarak senden kötüsü yok durumu...
* * *
Annesi sağ olanlar gerçekten çok şanslılar.
Ben olayın şanssızlar tarafındayım.
Kardeşim ve ben annemizi; Aysan Hanım’ı ellili yaşına gelmeden kaybeden talihsiz iki kardeşiz.
Nur içinde yatsın.
Canım annem beni İzmir’in düşman işgalinden kurtulduğu gün (tabi ki 1922 değil) 9 Eylül’de doğurmuş.
Sağlığında hep takılırdım;
“Anam.. Anam.. Canım anam; İzmir Yunan’dan, sen de benden kurtulmuşsun” diye...
Her yaş günümde, klasik 9 Eylül esprimiz buydu...
* * *
Kadere bakın ki, annemiz Aysan Hanım’ı İzmir’in en “kara günü” olan 15 Mayıs’ta kaybettik.
İzmir’in Yunan tarafından işgal edildiği, gazeteci Hasan Tahsin’in düşmana “İlk Kurşun”u sıktığı o kara günde...
Ve ben her 9 Eylül’de doğum günümle birlikte İzmir’in kurtuluşunu kutlarken;
15 Mayıs’ta da annem Aysan Hanım’ı kaybetmenin acısını, İzmir’in işgal edilişinin hüznü ile yaşarım...
* * *
Yunan işgali...
Tarihçi değilim ama, İzmir için bu kara günü Kurtuluş Savaşımızın tetikçisi olarak görürüm.
İlk Kurşun ve sonrasında İzmir-Aydın-Manisa-Uşak-Afyon-Balıkesir’de dağa çıkan Türk Milislerinin “çete savaşları” düşmanı yıldırmış, bıktırmış ve Büyük Taarruz ile de denize dökülmelerine kadar uzanan kanlı sürecin başlangıcı olmuştur.
Uzun yıllar İzmir’in İşgaline de, Kurtuluşuna da daha militarist yaklaştık.
Bugün komşumuz ile ikili ilişkilerimiz, Ege’de esen barış rüzgarları;
İşgal edeni, işgale uğrayanı...
Denize döküleni ve denize dökeni de yumuşattı.
* * *
Önümüzdeki Salı günü 15 Mayıs...
Ödemiş’te çok önemli bir sergi açılıyor.
15 Mayıs işgal günlerini yaşamak, öğrenmek isteyen herkesi Ödemiş’e davet ediyorum.
Kunduracı Niko’nun kızı Eleni’nin, Yunanistan’a giderken Havranlı Esma’ya bıraktığı Türkçe incil...
Yunan topçusunun Türk siperlerine attığı ancak üzerine çiçek motifleri yapılarak maşrapaya dönüştürülen mermiler...
9 Eylül’de İzmir’e dikilen el yapımı Türk Bayrağı bu sergide buluştu.
* * *
Yunan Ordusu, 15 Mayıs 1919’da Birinci Kordon’dan İzmir’e çıktı ve yaklaşık 3.5 yıl Anadolu’yu işgal süreci yürüttü.
Ödemiş’te açılacak sergi de işte o günler gün ışığına çıkacak.
Ödemiş Belediyesi Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi (ÖYKAM)’da açılacak olan “Yunan Ordusu Anadolu’da” başlıklı tematik sergide, bugüne kadar hiç yayınlanmamış fotoğrafların yanısıra o döneme ait belge ve objeler yer alıyor.
Ve sergi, altı ay boyunca ziyarete açık kalacak.
* * *
Sergide, 3.5 yıl boyunca Batı Anadolu’yu işgal altında tutan ve bölge halkına büyük acılar yaşatan Yunan ordusunun geri çekilirken bıraktığı eşyalar da yer alıyor.
ÖYKAM ve özel koleksiyonerlere ait objelerin yanı sıra Müze Müdürü Prof. Dr. Engin Berber’in arşivinden oluşturulan sergiyle işgal günlerinde bölgede yaşanan acıların anımsanması ve bir kez daha aynı acıların yaşanmaması hedefleniyor.
Dedim ya; Ayakkabıcı Niko Usta’nın kızı Eleni’nin, Balıkesir Havran’dan ayrılıp Yunanistan’a giderken Türk arkadaşı Esma’ya kendisini hatırlaması için bıraktığı Türkçe incil...
İşgal sırasında Yunan topçusunun Türk hedeflerine fırlattığı ancak sonradan üzerleri çiçek motifleriyle süslenerek vazo ya da maşrapa haline getirilen değişik çap ve boyda çok sayıda boş mermi kovanı...
Ödemişli Tevfik (Serter) Bey tarafından Türk ordusunun İzmir’i kurtardığı gün olan 9 Eylül 1922’de bugünkü Mimar Kemalettin Caddesi girişine astığı elde dikilmiş Türk bayrağı...
Hepsi bu sergide...
Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin’i ve emeği geçen herkesi kutluyorum...
Davetli olmasam da, eşim ve çocuklarımla bu anlamlı sergiye mutlaka gideceğim...
* * *
Eeeeeeeeeeeeeeeeeee; Anneler Günü ve ben annesizim ne yapacağım?
Merak etmeyin...
Yedek annem var.
Kim mi? Kayınvalidem;
Çok sevgli eşim Meltem Hanım’ın anneleri...
Aslı yoksa, yedeği ile yetineceğiz, çare yok...
Yaz düğünleri için önemli
Aman dikkat;
Yaz düğünleri oldukça eğlenceli görünse de ufak ve can sıkıcı detaylarla çekilmez bir hal alabilir.
Bu özel günde dezavantajları avantajlar haline getirmek elinizde.
Çiftlerin düğün yardımcısı Dugun.com, yaz düğünlerinde dikkat edilmesi gereken 10 maddeyi sıralamış.
Bu da benim gençlere kıyağım olsun.
- Yazın doğanın yeşermesiyle beraber sinekler ve küçük haşereler de ortaya çıkmaya başlar. Özellikle kısa bir gelinlik modeli tercih ediyorsanız haşereler biraz can sıkıcı olabilir. Bu yüzden mutlaka yanınıza sinek kovar ürünlerden alın ve hem bacaklarınıza hem de kollarınıza bolca uygulayın.
- Gelin adayıysanız mutlaka yanınıza bir babet alın. Hem daha rahat dans edebilmek, hem de sıcakta rahatça dolaşabilmek için hayat kurtarıcı bir önlem olacaktır.
- Damat adayıysanız, mutlaka yedek bir gömlek bulundurun. Misafirlerle öpüşüp bol bol dans ettikten sonra değiştirme ihtiyacı duyacaksınız.
- Düğünden 3 gün önce yakın arkadaşlarından birini mekanın havalandırması ve yemeklerin kontrolü için görevlendirin. Böylece düğün güneşin tam tepede olduğu saatlerde ve açık havada gerçekleşecekse tenteler yardımıyla gölgelik alanlar oluşturulabilir.
- Yaşlı davetlilerinizi mutlaka gölge bir masaya oturtun ve masalarına yelpaze koyun. Garsonlardan da bol bol su servisi yapmalarını rica edebilirsiniz.
- Yanınızda mutlaka bir acil durum çantası olsun. Gerekli ilaçlardan yedek çoraba, iğne iplikten makyaj malzemesine ihtiyacınız olabilecek her şey bu çantada bulunsun.
- Düğününüz yemekli olacaksa yaza uygun hafif menüleri tercih edin. Alkollü içecekleri limitli tutup, su ve meşrubat servisine ağırlık verin.
- Damat adayları o gün mutlaka yüzleri için su bazlı bir ürün kullansınlar. Hem yeni traş olmuş bir cilt, hem sıcak hava, hem de tüm davetlilerle öpüşme ciltlerinde yanmaya sebep olabilir. Bu durumda su bazlı bir ürün ciltlerini oldukça ferahlatacaktır.
- Gelin adayıysanız ve düğün uzayacaksa hafif bir şal alın. Böylece terledikten sonra çıkan akşam serinliği üşütmenize sebep olmaz.
- Kır düğünü yapıyorsanız ve gelinliğinizin altına topuklu bir ayakkabı tercih ettiyseniz daha rahat dolaşabilmek için topuk koruyucu ürünlerden kullanabilirsiniz.
Aman... Bir de bunlarla mı uğraşacağım diyorsanız; evlenmekten vazgeçin olsun bitsin!..