Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Belki Trump “deli adam” (bizdeki ‘Delidir, ne yapsa yeridir’ dediğimiz tür) rolü yapıyor, kimilerinin dediği gibi. Kimine göre gerçekten öfkelendi. Hatta Trump’ın psikolojik bir “ahlaki ölçüleri tamamen yitirmiş olma” sorunu olduğunu söyleyenler var.

Peki, buna ne diyeceğiz?

Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, (kendisini geçen haftaki “Amerikan birlikleri Suriye’de kalmaya devam edecekler” demecinden hatırlıyoruz) Zelenskiy’ye, bu tartışmadan sonra Beyaz Saray’dan ayrılmanız gerekiyor” dediğini söylüyor, şöyle devam ediyor:

Haberin Devamı

“Dışişleri Bakanı Rubio ve diğer üst düzey yetkililer, oybirliğiyle Başkan’a, o hakaretten sonra görüşmelerde ilerleme imkânı göremediğimizi söyledik.”

Bunun üzerine Trump, Waltz’a Zelenskiy’e “Artık Beyaz Saray’da istenmediğini söyleme” görevi veriyor. Waltz, bununla kalmıyor, Zelenskiy’nin hâlâ ne olduğunu anlamadığını, “Ukrayna Büyükelçisi hüngür-hüngür ağlarken, onun hâlâ tartışmaya devam ettiğini” söylüyor.

Yani olayın bir geri planı var. Trump, Zelenskiy’den Beyaz Saray’da kendisiyle “saygısızca konuştuğu,” veya “nankörlük ettiği” için kızmış değil. 2016 başkanlık seçimi kampanyasında, rakip aday Hillary Clinton’ın kazanmasını önlemek, Trump’ı desteklemek, ABD’de siyasi ve toplumsal anlaşmazlığı artırmak amacıyla Putin’in birtakım işler çevirdiği ortaya atılmıştı. Daha sonra Demokratların adayı olan Joe Biden ve oğlu Hunter, RussiaGate veya Russian Collusion (Rus iş birliği) denilen skandal iddiasında bulunmuştu. İddiaya göre, CIA’nin elinde, kod adı Project Lakhta olan operasyona dair bilgiler vardı ve bu bilgiler Hillary’ye karşı komplonun, doğrudan Putin ile Trump tarafından kurulduğunu gösteriyordu.

Trump, tabii CIA’de bu işe bulaşan kim varsa kovdu ve bu bilgilerin Biden ile oğluna Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin yardımıyla ulaştığını öğrendi. Biden, gider ayak oğlunu affetmemiş olsaydı, şu anda Trump, Hunter Biden’ı hapishaneye göndermiş, anahtarını da denize atmıştı.

Özetle, diplomasi tarihinde, Amerikan tarihinde, hangi tarihi açarsak, orada bir benzerini bulamayacağımız Oval Ofis’teki devlet başkanının birbirine seslerini yükselttikleri, adeta kavga ettikleri, ellerin kolların havaya kalktığı bir oturuma tanık olduk. Ancak bu durumu çok da abartmamak gerekiyor, çünkü;

Haberin Devamı

1. ABD, artık dünyaya nizam veren Süper Güç olmaktan çıkıyor.

2. ABD açısından Rusya hâlâ önemli, ama… (a) Sonuçta bir 3’üncü dünya ülkesi olan Ukrayna karşısında yenilmediyse de, başarılı da olamadı; (b) Putin yönetimi bu durumda ne kadar yaşar, bilinmez. Trump, Rusya’yı, Çin’le – onun Pasifik bölgesinde hegemon olmasına yol açabilecek - bir ittifaktan alıkoymak için hoş tutuyor.

3. NATO gibi Avrupa Birliği de raf ömrünü tamamladı; Amerika, AB ülkelerini tek-tek müttefik yapmaya bakıyor.

Jeopolitik analizciler bu tabloya bakıyor ve dünyanın (demirlemek, dayanak noktası, güven kaynağı anlamında) “çapasını yitirdiği” görüşünü ifade ediyor. 

Trump, değişmekte olan süper güçler dengesini bir an önce bozup yerine ticarete dayanan ama Amerika’nın da hâlâ dünyada istediği yeri bombalayabilen güce sahip bir ülke olmasını istiyor.

Haberin Devamı

Ürdün Kralı, Trump’ın huzurunda mahçup bir şekilde oturdu ve gitti. Fransa ve İngiltere, elini sıktılar, omuzunu okşadılar ve aidiyet arz edip gittiler. Zelenskiy, Trump’la o duruma girmeden, özel bir görüşmeyle yetinebilir ve muhtemelen daha çok şey kazanırdı. Bırakın Trump’ı, Vance gibi tilki kadar kurnaz, Yale mezunu hukukçu, eski asker ve 40 yaşında ABD başkan Yardımcılığı’na gelebilmiş bir kimseye laf yetiştirmeye, hele onların ana dilinde hem de onların başkanlık makamında…

Üstelik bu durum asla tiyatro değilken, durum son derece ciddiyken…

Zelenskiy neyse de Ukrayna’ya yazık oldu.