Yunanistan başbakanı Kriyakos Miçotakis, Selanik’e gelerek, ülkesinin silahlı kuvvetlerini güçlendirmenin zamanı geldiğini söyleyip yeni bir satın alma programı açıkladı. Bu programın Yunanistan’ı çok güçlü ve dirençli hale getireceğini söyledi. Dahası, bu programın, hafta sonu Korsika’da yapılan AB üyesi 7 Akdeniz ülkesinin katıldığı MED7 toplantısından sonra, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile görüşmesinde oluşturulduğunu ifade etti.
Başka bir deyişle, Fransa Yunanistan’a yeni silahlar veriyor. Ki kurban boynunu bıçağın altına uzatırken, yüksek bir morale sahip olsun, “Belki Türkiye beni kesmez; güçlendiğimi görür de çekinir,” desin.
Miçotakis’in övünerek açıkladığı bağış listesinde 18 adet Fransız yapımı Rafale savaş uçağı, dört adet çok amaçlı firkateyn, dört deniz helikopteri bulunuyor. Yunanistan ayrıca silah endüstrisinde istihdam edilmek üzere 15 bin “asker” alınacağını da söyledi.
Yunanistan’ın değil dört firkateyn alacak mültecilerin kullandığı türden bir lastik şişme bot bile alacak parası olmadığını bütün dünya-alem bildiğine göre, bu listeyi yapanın Macron olduğu aşikâr. Ancak sorun şurada: Macron bu parayı nereden bulacak? Macron, bu kadar teçhizatı Yunanistan’a verecek kadar paraya sahip olsa, nerede ise bir yıldır Sarı Ceketlilerin isyanına sebep olan akaryakıt zamlarını yapmazdı. Bu teçhizat şüphesiz Fransa’nın kullanılmış ve muhtemelen ıskartaya çıkartılmış döküntüleridir.
Miçotakis, şunu hiç dikkate almıyor mu: Korsika toplantısına, İtalya, İspanya, Portekiz ve Malta da katıldı ve bu ülkelerin hiçbiri Fransa’nın Türkiye aleyhtarı tutumunu onaylamadı. Bu, Türkiye’ye Ege’yi yasaklayan tavrını, hiçbir Akdeniz ülkesinin onaylamadığını göstermiyor mu? Eğer davası haklı olsaydı, bu dört ülke, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi gibi Hristiyan bir ülke yerine Müslüman Türkiye’nin tezini savunurlar mıydı? Kendisini Türkiye ile savaş yoluna iten Macron, acaba Yunan’ın hukuki görüşünü mü, yoksa çıkartılması muhtemel Ege petrol ve doğal gazından Fransız Total şirketinin kazanacağı payı mı savunuyor?
Aklı başında her Yunan vatandaşı Miçotakis’e şunu hatırlatmalı: Yunanistan hiçbir zaman, ölmek üzere olan Osmanlı’nın Anadolu’daki kuvvetleri karşısında elde ettiği üstünlüğünü, bugünkü modern Türkiye karşısında edinemeyecektir. O zaman, atacak tek mermisi olmayan, topları sökülmüş, tüfekleri çalışamaz hale getirilmiş Türkiye’nin karşısına kendisini diken batı emperyalizmi, kaç Yunan gencinin hayatına mal olmuştu?
Kendisini döküntü dört firkateyn ve birkaç hurda uçakla Türkiye’nin önüne atmaya hazırlanan Fransa’nın göndereceğini açıkladığı uçak gemisinden hâlâ haber olmaması da Miçotakis’e hiç mi bir ipucu vermiyor? Türkiye kimseden firkateyn dilenmiyor, farkında ise! Artık Türkiye kendi gemisini yapıyor.
Miçotakis bu sevdadan vaz geçmeli; Türkiye ile masaya oturmalı, Akdeniz’i de Ege’yi de adil şekilde, birlikte aramalı, petrolünü gazını birlikte çıkartmalı ve ülkesini gerçekten güvenli hale getirmelidir.
