Çin Komünist Partisi Merkezi Komitesi’nin Stratejik Çalışmalar Enstitüsü öğretim üyesi Song Fang, açıkça itiraf ediyor:
“Çin ile Rusya’nın ilişkileri hiçbir zaman bugünkü kadar sıkı ve sağlam olmadı; iki ülkenin anlaşmaları hiçbir zaman bu kadar geniş kapsamlı temellere dayanmadı.”
Haklıdır; Rusya da “Sovyetler Birliği” adıyla anılır ve işbaşında 74 yıl boyunca “Tüm Rusya Komünist Partisi” bulunurken dahi, iki komünist dev ülke, NATO’suyla, ABD’siyle bütün kapitalist aleme karşı ittifak yapmaları beklenirken, daima birbirlerine mesafeli olmuşlardı. Çin-Rus ilişkileri hiçbir zaman “kapsamlı stratejik koordinasyon temeline oturan dünya barışına yönelik ortaklık” kelimeleriyle tanımlanmamıştı. Prof. Song, bunu Çin Komünist Partisi Haber Ajansında yayınlanan yazısında şöyle özetliyor:
“Her iki ülke de gerçek çok taraflılığı uygulamakta, uluslararası ilişkilerde demokrasiyi teşvik etmekte ve dünya barışı, istikrarı ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamaktadır.”
Çin-Rusya ilişkilerindeki bu stratejik gelişme sizi ve beni, Prof. Song kadar heyecanlandırıyor olmayabilir. Ama iki ülke arasındaki mesafeli ilişkinin birden böyle--tabir yerinde ise “can ciğer kuzu sarması” haline dönüşmesinin sebebini de insan merak ediyor.
Hele, ABD ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan’ın Rusya’nın Ukrayna’ya, Çin’deki olimpiyatların bitmesini bile beklemeden saldırmasının “belirgin bir ihtimal” olduğunu söylediği sırada, Çin neden kendisini Rusya ile “stratejik ortaklık” içinde gösteren bir açıklama yapıyor? Çin ile Rusya’yı, belki de bir Avrupa Savaşı’nın eşiğinde iken, bu sıkı ilişkiye iten faktör nedir?
Aslında ne kadar karmaşık görünürse görünsün bu soruların cevabı, kimine göre, çok basit: Çin, Minsk Anlaşmalarının uygulanması için Ukrayna’ya baskı yapmaya 7-8 ay önce başlamış olduğu halde, NATO’nun dikkatini şimdi birden Rusya’ya çevirmesinin, NATO’sundan AB’sine bütün batının dikkat odağının Rusya’ya dönmesinin sebebi, sihirbazların kullandığı ayna ve duman oyunu benzeri bir yöntemle seyircilerin dikkatini başka yere çekme çabası olarak görüyor.
Putin-Şi zirvesinden sonra yayınlanan ortak bildirinin ilgili bölümü bu kadar açık bir ifadeyle olmasa bile Prof. Song tarafından şöyle yorumlanıyor:
“Batı'dan gelen baskının artmasıyla birlikte Çin ile ilişkilerini geliştirmesi Rusya için de elzemdir. Çin ile iş birliğinin derinleştirilmesi, Rusya'nın Batı yaptırımlarıyla başa çıkmasının en etkili yolu olabilir.”
Ancak bildirinin tümü okunduğunda, yeni stratejik ortaklığın Çin açısından daha büyük büyük bir kazanç olarak görüldüğü anlaşılıyor. Çin açısından Rusya, Hindistan ve Avustralya ile İngiltere ve Amerika’nın oluşturduğu yeni savunma ittifakı AUKUS’a karşı stratejik denge unsurudur; iki ülke şu anda bir ortak çıkarı paylaşıyor. Çin ve Rusya arasındaki karşılıklı yardım, ABD'yi dengeleyecek ve transatlantik ittifaka karşı, Çin’e ihtiyacı olan kalkanı sağlayacaktır.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024