Oleuropein, adeta bilim insanı titizliğiyle çalışan zeytinyağı üreticilerinin son dönemde peşinde olduğu bileşenin adı.
Akdeniz diyetinin bir numarası zeytinyağı, adeta yağların zirvesi. Araştırmalarla anlaşılan iyileştirici özelliği, zeytinyağını daha da değerli kılıyor. Ama değeri yaratan da kalitesi. Butik üreticiler artık bu kalitenin peşinde. Ve sayıları artıyor. Zeytinyağının asitliğini, fenolik bileşenlerini ve sterol kompozisyonunu iyileştirmek için bilim insanı titizliğiyle çalışan ve farklı coğrafyalara ün salan üreticiler var. Son dönemde peşinde oldukları zeytinyağı bileşeni ise ‘oleuropein’.
Oleuropein, 30 farklı fenolik bileşen barındıran natürel zeytinyağının mucizelerinden biri. Güçlü bir antioksidan. Kanserli hücreyi yok ettiğine, hücre hasarını önlediğine ve vücuttaki iltihabı azalttığına yönelik birçok çalışma mevcut. Aslında binlerce yıl hayatta kalabildiği için “ölümsüz ağaç” diye anılan zeytin ağacının, uzun ömürlü olması da oleuropein sayesinde. Oleuropein, zeytin ağaçlarını hastalık ve zararlılardan koruyan en önemli madde.
Ve bu madde yağa, zeytinin meyvesinden geçiyor. Zaten meyvede ve zeytin yaprağında daha yüksek oranda var. Hatta olgunlaşmamış zeytin, tam bir ‘oleuropein’ kaynağı. Mesela siyah zeytin türlerinde olgunlaşma arttıkça oleuropein azaldığı taspit edilmiş. O yüzden daha az olgunlaşmış acı zeytin ve acı zeytinyağı oleuropeinin açısından daha makbul kabul ediliyor. Ama tüketiciler için acı zeytinyağı, belki de satın almama nedeni. Oysa ki, zeytinyağının şifasını arayanlar acı yağın peşinde. Son dönemde tadımcılar için de acılık, yağın kalitesini göstermesi açısından önemli bir kriter.
Doktor reçetesinde
Mesela Butik Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Derneği Başkanı Atilla Totoş’a göre, fenolik açıdan zengin bir zeytinyağından bahsedilecekse yağın acılık puanının (tadımcı kriteri) mutlaka 4’ün üzerinde olması gerektiği görüşünde. Aynı zamanda eczacı olan Totoş, oleuropein, hidroksitirozol ve tirozol bileşenlerinin istenen düzeyde olduğu zeytinyağlarının bugün Avrupa’da doktor reçetelerine yazıldığını belirtiyor.
Totoş’un anlattıkları bir hayli çarpıcı: “Bu 3 molekül tıbbi etkiden sorumludur ve bu etki bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Oleuropein, akıllı molekül olarak çalışıyor. Bu madde, bakteri mantar ve virüsleri öldürüyor. Ama bu, ikincil etkisi. Birincil etkisi, vücuttaki kanserli hücre ile sağlıklı hücreyi tanıyıp sağlıklı hücreye dokunmadan sağlıksız olanı öldürmesi. Adeta kişiye özel bir ilaçtır. Türkiye’de de artık tıbbi zeytinyağını konuşmamızın zamanı geldi. Türkiye’de 91 çeşit zeytinimiz var. Bu 91 çeşidin bütün özelliklerini çalışabilsek ve bunu nitelikli üretime dönüştürebilsek; Türkiye’nin tarımsal ihracatını tek başına zeytinyağıyla kalkındırabiliriz. Bugün Avrupa’da fenolik bileşenler açısından tıbbi etkisi raporlanmış zeytinyağlarının litresi 100 euroya satılıyor. Biz tertemiz GDO’suz bir kaynağa sahibiz ve bunu değerlendirmeliyiz.”