Artvin Camili Vadisi’nde yapılmak istenen HES’in iptalinde başrolü oynayan Kafkas arısı yaz döneminde çok hızlı bal toplamasıyla meşhur çok özel bir tür.
Doğa adına güzel bir gelişme yaşadık geçtiğimiz hafta. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Artvin Camili Vadisi’ne (Maçahel) yapılmak istenen HES projesini iptal etti. Bu karar, Kafkas arısı ve Türkiye arıcılığını kurtarma adına yürütülen 20 yıllık mücadelenin zaferi oldu. Aslında hikaye 20 yıldan daha da eski. Ve iki önemli kahramanı var; Biri TEMA Vakfı’nın kurucusu Artvinli Ali Nihat Gökyiğit. Diğeri Ankaralı ziraat mühendisi arıcı Ahmet İnci.
60’lı yıllar.. Yollar ve taşıtların artması arıcıları daha fazla bal kaynağı bulmak için yollara düşürüyor. Gezginci arıcılıkla verim bir süre artsa da zamanla coğrafyamıza özgü 5 temel arı türü, birbirine karışarak melezleşmeye başlıyor. Arılar soysuzlaşınca, koloniler güçsüzleşmeye başlıyor ve verimde büyük kayıplar yaşanıyor. Hal böyle olunca, arıcılar da kolonilerini şekerle beslemeye başlıyor. İşte tam bunlara çare arandığı bir dönemde HES’in iptalinde başrolü oynayan “Kafkas arısı”(Apis mellifera Caucasica) yetişiyor imdada. TEMA’nın kurucusu Ali Nihat Gökyiğit, arıcı Ahmet İnci’yi arayarak Maçahel Vadisi’nde kara kovanlar gördüğünü ve oradaki kolonileri eğer melezleşmemişse korumak istediklerini söylüyor.
Koruma altında
İnci ve beraberindeki heyetin gezisi bu telefonla başlıyor. 1998 Nisan’ında kar kızaklarıyla dağları aşarak arılara ulaşan ekip, 300 koloniyi inceliyor. Görüyorlar ki bölgenin coğrafi yapısı kolonileri dış etkenlerden korumuş. Tamamen saf bir Kafkas ırkıyla karşı karşıyalar. Tabii bunun bilimsel onayı da gerekiyor. DNA örneklerini inceleyen ODTÜ Biyoloji Bölümü de arıların saf ırk olduğunu onaylayınca Maçahel’deki arılar koruma altına alınıp, Ana Arı Üretimi Projesi başlatılıyor. Projenin amacı, hem Kafkas arısını melezleşmeden geleceğe taşımak hem de çalışkanlığı ve sakinliğiyle meşhur bu türün verimini bölgedeki diğer kovanlara yaymak.
Verim iki kat artıyor
Ahmet İnci, 20 yıl sonra bugün Maçahel’de binlerce ana arı üretebilir duruma ulaştıklarını belirterek, bu arıların girdiği kolonilerdeki verimin de en az iki kat arttığını söylüyor. Kafkas arısı çok özel bir tür. Çetin kış şartlarına göre evrildiği için kısa yaz döneminde çok hızlı bal toplamasıyla meşhur. Diğer özelliği ise bölgedeki uzun tüplü bitkilerden bal alabilmesini sağlayan uzun dili. Kafkas arısının yaşadığı alan aynı zamanda Türkiye’nin en önemli gen havuzu. Barındırdığı bitki ve hayvan çeşitliliği insanlığın gıda, ilaç ve hammade ihtiyacı için kritik. Bu sebeple Türkiye’nin ilk Biyosfer Rezerv Alanı olarak ilan edildi bölge. Burada yapılacak HES’in arıları nasıl etkileyeceğini de bakın İnci nasıl tarif ediyor: “Oradaki iki dereye santral kurulacaktı ve tepelerdeki su borulara alınarak düşük kota taşınacaktı. Ama suyu boruya almak yüzyıllardır o ekosistemi yaşatan buharlaşmayı engelleyecekti. Çünkü o derelerin nemi karayemişi, böğürtleni, ıhlamuru, orman gülünü, kestaneyi mümkün kılıyor. Arı da nektarını bu bitkiler sayesinde bulabiliyor. Bu ekosistemin çöküşü arının gıda kaynağını ortadan kaldıracaktı.”