Alışveriş yaparken “İyi Tarım Uygulamaları” yazan logolar herkesin dikkatini çekmiştir. Peki “iyi” gerçekten yazıldığı kadar “iyi” mi? Bu sorunun yanıtı karmaşık.
Markette sebze reyonuna yöneliyorsunuz. Bakıyorsunuz iki çeşit domates var. Birinin etiket bilgisinde “İyi Tarım yöntemiyle yetiştirilmiştir” yazıyor, diğerinde “Konvansiyonel tarım ürünüdür”... Tabii haliyle tercihinizi “iyi”den yana kullanıyorsunuz. Tavuk alacaksınız. Paketlerin üzerinde “İyi Tarım Uygulamaları” (İTU) yazan bir logo dikkatinizi çekiyor. Diğeri yerine hemen onu sepete atıyorsunuz. Durum, yumurtada da aynı. Pahalı da olsa kutusunda “İyi Tarım” yazanı seçiyorsunuz. Sonuçta adı üzerinde “İyi”. Neden kötüyü alasınız ki?
Tavukçulukta da popüler
Peki “iyi” gerçekten yazıldığı kadar “iyi” mi? Bu sorunun yanıtı biraz karmaşık. Mesela “İyi Tarım” yöntemiyle üretilip sertifikalandırılan sebze ve meyvelerde; insan, hayvan ve çevre sağlığına zararlı kimyasalların kullanılabildiğini söylemek lazım. Yani, pestisitler ve kimyasal gübre yasak değil; “Organik sertifikalı” bir ürün yiyor değilsiniz. Zaten bakanlığın bir genelgesinde de denetimlerde, İTU sertifikalı ürünlerde kalıntı tespit edildiğine dikkat çekiliyor. Tabii bu, mutlaka pestisit kalıntısı olabileceği anlamına da gelmiyor. Aldığınız üründe İTU sertifikasının olması; sulama, gübreleme ve ilaçlama gibi yetiştirme aşamalarında ürünün bir sertifika kuruluşunca izlendiği ve denetlendiğini ortaya koyuyor. Bir nevi kontrollü üretim. Ama kimyasalların da kullanılabildiği bir süreç olduğunu vurgulamak gerek. Zira, aynı denetim ve sertifikasyon süreci organikte de var. Ama organikte; tohumdan hasada tüm süreçlerde sentetik pestisitlerin ve genetik müdahaleye uğramış tohum, fide ve yemin kullanımı yasak.
Hayvansal ürünlerde de durum benzer. ‘İyi Tarım’da da yemler GDO’lu. Hayvanlar yine kümeste sınırlı alanda ve yine 7 hafta gibi kısa bir sürede kesilecek tavuk boyutuna ulaşıyor. Organikte ise durum bunun tersi. GDO’lu yem kesinlikle yasak. Tavukların refahına dair esnetilemeyen kurallar var ve tavuklar daha geç sürede büyüyor.
Ayrıca belirtmek lazım ki, İyi Tarım son dönemde tavukçuluk sektöründe oldukça popüler. Hatta kanatlı sektörünün çatı örgütü BESD-BİR’in Genel Sekreteri Ahmet Ergün, günümüzde entegre kümeslerin tamamının artık İyi Tarım uygulaması dahilinde olduğunu söylüyor. Ergün, İyi Tarım sertifikasıyla, entegrelerin yapısının daha kontrollü, hayvan refahı ve sağlığının daha bütüncül hale geldiğini, kötü tarımın ise merdiven altı üretimi ifade ettiğini belirtiyor.
Yine İyi Tarım yumurtası satan bir firma da aradaki farkı şöyle sunuyor: “Yemlerimize kimyasal olarak sentezlenmiş yapay renk maddesi katmıyor, tavuk gübrelerini toprağa dökmeyip, kendi gübre işleme tesisimizde işliyor ve tavuklarımızın özgürlüklerine saygı duyuyoruz.” Bu ifadeler, sağlıklı ve temiz gıdaya dair toplumsal bilincin endüstriye yansıması aslında. Belki birçok çevre, İyi Tarım’ı endüstrinin algı operasyonu görüyor. Ama ben, “İyi Tarım”ın endüstrinin kendine çeki düzen verme çabası olduğuna inanmak istiyorum. Umarım bu çaba, bizi tartışmasız bir ‘iyi’ye ulaştırır.
Kod artık zorunlu
Hazır yumurtadan bahsetmişken yarın itibariyle artık zorunlu kılınan yumurta kodlarına değinmek lazım. Yumurta Tebliği uyarınca artık her yumurtada yetiştirme metoduna dair kodun bulunması zorunlu. Yani artık size organik yumurta satan birinin yumurtasının kabuğundaki kodun mutlaka “0” ile başlaması gerekiyor. Tebliğ artık kabuktaki damgada TR’den önce 0-1-2-3 rakamlarının yazılmasını zorunlu kıldı. 0 rakamı; organiğin, 1; gezen tavuğun, 2; kümeste gezebilen tavuğun, 3 ise kafeste küçük bir alanda yumurtlayan tavuğun yumurtasını ifade edecek.