Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ülkemizde tarım kimyasallarının bilinçsiz ve aşırı kullanılması sonucu birçok tarım ürünü, ihraç edildiği ülkenin sınırından geçmeyi başaramıyor! Bu kimyasallar tüketiciler kadar, kimyasalı tarlaya sıkan çiftçiyi de zehirliyor.

ABD merkezli Çevre Çalışma Grubu, her yıl ot ve böcek zehri (pestisit) içerme riski yüksek gıdaların listesini açıklar. “Kirli 12” olarak anılan listenin ilk sırasında bu yıl çilek var. İkinci sırayı ıspanak, üçüncü sırayı ise lahana alıyor. Dört ve beşinci sırada, sırasıyla nektarin ve elma bulunuyor. Bu ürünlerin diğer gıdalara nazaran daha çok pestisitle yetiştirildiğini ortaya koyan liste, ABD Tarım Bakanlığı’nın analiz sonuçlarına dayanılarak hazırlanıyor.

Haberin Devamı

Listedeki sıralama Türkiye’ye birebir uymasa da endüstriyel tarım sonuçta aynı yöntem ve kimyasallarla yapılıyor. Yani aynı gıdalarda benzer risk, burada da geçerli. Zaten bu köşede elmanın yılda 11.3 kez ilaçlandığı daha önce yazılmıştı. Şeftali ve armutta da durumun benzer olduğu biliniyor. Ama Türkiye için bir liste hazırlanacak olsa ilk sırayı kesinlikle bibere vermek gerekir. Bunu, Avrupa Birliği’nin verilerine dayanarak söylüyorum. Zira ülkemizdeki pestisit kalıntılarına dair en güncel veriler AB’nin portalında yer alıyor.

Biberde 21 çeşit zehir

Söz konusu portalda, son 1 yılda Türkiye’den Avrupa’ya giden 300’den fazla gıda ürününde pestisit kalıntısı ya da küf diye tabir edebileceğimiz kanserojen aflatoksin tespit edildiği yazılıyor. Listenin başında biber var. Son 1 yılda 72 parti biberde limit üstü zehir saptanmış. Zehir listesiyse oldukça kabarık! Biberde 21 farklı tarım kimyasalının kalıntısı bulunmuş. Bunların bazıları, insanın sinir ve hormonal sistemlerine zarar verdiği anlaşılınca yasaklanan kimyasallardan oluşuyor. Bir bölümü de AB’nin yasak listesinde bulunuyor. Ama gelin görün ki, Türkiye’de hâlâ kullanılıyorlar. Hatta bazı biberlerde birden fazla zehrin yüksek oranda bulunduğu görülüyor. Mesela 25 Haziran’da Bulgaristan’da yapılan analizde, Türkiye’den giden biberlerde buprofezin, pyridaben, formetanate saptandığı belirtiliyor. Formetanate’nin oranı ise epey yüksek; kilogramda 1.18 miligram!

Haberin Devamı

Nar ikinci, kuru incir üçüncü

İkinci sırada ise açık arayla nar var. AB’ye giden 15 parti narda zehir kalıntısı bulunmuş. Narda en çok saptanan zehir; prochloraz. Bunun dışında yasaklı klorprifosun da narda kullanıldığını görüyoruz. Mart ayının başında Türkiye’den gönderilen narlarda ise 4 çeşit zehir bulunmuş.

Listenin üçüncü sırasına kuru inciri koymak gerek. Çünkü kuru meyve grubunda limit üstü toksin içermesi nedeniyle AB sınırından en çok geri dönen gıda ürünümüz kuru incir! Listede 70’e yakın kuru incir sevkiyatının, yapılan analiz sonrası yüksek oranda aflatoksin ve okratoksin barındırdığı için geri gönderildiği bilgisi mevcut. Antep fıstıklarında da durum benzer. 15 parti ürün, aflatoksin ve okratoksin oranı yüksek çıkınca gönderildiği ülkenin sınırından içeri alınmamış.

Siyanürlü çekirdekler

Bir diğer çarpıcı veri ise kayısı çekirdeğiyle ilgili: Türkiye’den giden kayısı çekirdekleri, 4 kez yüksek oranda siyanür içerdiği için AB’ye alınmamış. Bulgaristan’da 27 Aralık’ta yapılan testte kayısı çekirdeklerinin kilosundan 310 miligram siyanür çıkmış. En çarpıcı sonuç ise Almanya’da 19 Aralık’ta yapılan testte alınmış. Kayısı çekirdeklerinin 1705 miligram siyanür barındırdığı tespit edilince geri gönderildiğini görüyoruz. Listedeki kuru kayısılar ise yüksek oranda sülfat içerdikleri için geri gönderilmiş.

Haberin Devamı

İhraç tarım ürünlerine ait bu veriler, ülkemizde tarım kimyasallarının bilinçsiz ve aşırı kullanıldığına işaret ediyor. Çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi şart! Çünkü bu kimyasallar tüketiciler kadar, zehri tarlaya sıkan çiftçileri de zehirliyor.