Karpuz mevsimi aşılı/aşısız tartışmalarını da beraberinde getirdi. Zira, bazı karpuzlar kabak tadı veriyor. Ama uzmanlara göre bu sadece karpuzların aşılı olmasıyla ilgili değil.
Karpuz mevsimi, aşılı/aşısız tartışmalarını da yanında getirdi. Aşılı karpuz, karpuz çeşidinin bir kabak anacı üzerine aşılanması anlamına geliyor. Türkiye’de de genel olarak kestane ve bal kabağı melezleri anaç olarak kullanılıyor. Bunun nedeni ise karpuz ekilen alanlarda ortaya çıkan toprak hastalıkları. Aşılı fide kullanıldığında çiftçi aynı arazide 3-4 yıl boyunca karpuz tarımı yapabiliyor. Aynı zamanda verim artışında da büyük pay sahibi aşılı fide. Çünkü meyve sayısı artıyor, karpuz irileşiyor. Eskiye oranla daha büyük karpuzların tezgahta yer alması da bundan. Tabii hem sayı hem de kiloca fazla ürün, çiftçi için de iyi bir kazanç.
Ancak, satış noktalarından “Karpuzun tadı kaçtı” sitemi yükselirse işin rengi tümden değişiyor. Bu sefer de, ürüne alıcı bulma sıkıntısı yaşanıyor. Son yıllarda bazı hallerde aşılı karpuzun reddedilmesi de bundan. Zira, halk arasında aşılı karpuza yönelik ciddi bir ön yargı var. Ama üretimin yüzde 90’ı da aşılı fideden. Toprakta var olan sorunlar nedeniyle geniş ölçekte aşısız üretim yapılması şu an için zor. Hastalığa dayanıklı aşısız çeşitler için çalışmalar ise sürüyor.
Kaliteyi düşürmez
Tabii uzmanlara göre, karpuzun renk, tat, aroma ve suda çözünebilir kuru madde oranını (SÇKM) etkileyen tek faktör aşılı olup olmaması değil. Aşılı/aşısız karpuzların kalitesine yönelik TÜBİTAK destekli çalışmalar yapan Erciyes Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Halit Yetişir, uygun anaç ve çeşitle, doğru bakım işlemleri yapıldığında ve hasat olgunluğuna dikkat edildiğinde aşılı karpuzun kalitesinden hiçbir şey kaybetmeyeceği görüşünde.
Tatmakla anlaşılmaz
Yaptıkları çalışmalarda aşılı/aşısız karpuza yönelik tadım testleri gerçekleştirdiklerini ve uygun anaç ile aşılanmış karpuzla aşısız karpuz arasında deneklerin tat farkı bulamadıklarını anlatan Yetişir, “Çalışmada, aşılı karpuzların aşısız olandan daha yüksek şeker ve likopen içerdiğini gördük. Aşılı bitkinin, meyve et rengi ve sertliği ile SÇKM oranları aşısız bitkilerle aynı hatta daha iyi çıktı. Aşılı karpuza bakış bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Yapılan üretim tamamen doğa dostu. Çünkü anaç, hastalık ve diğer olumsuz koşullara direnç gösteriyor. Aşılı fide yöntemi kullanılmadığı takdirde üretici toprak sorunu nedeniyle her sene karpuz ekilmemiş alan bulmak zorunda kalıyordu.
Yanlış aşı uygulamaları olabilir ama karpuz aşılanmadan önce de olgunlaşmamış karpuzu alıyordunuz ve sorun yaşıyordunuz. Erken ve geç hasat kaliteyi etkileyen en önemli konulardan birisi mesela” diyor. Ege Üniversitesi’nden Dr. Özlem Alan da “Doğru anaç kabak ile doğru çeşit karpuz buluşturulduğunda hiç şikayet gelmeyecek karpuzun mümkün olduğu” görüşünde.
Emin olmayan kestirsin
Peki tat, renk ve meyve eti sertliğinden anlaşılmıyorsa tüketici bir karpuzun aşılı olup olmadığını nasıl anlar? Kendisinin bile tezgahta aşılı/aşısız karpuzu ayırt edemediğini belirten Prof. Dr. Yetişir’e göre tüketicinin bunu anlaması zor. Yetişir’in seçim önerisi ise şöyle; “Çeşide özgü büyüklüğü almış, parlak renkli, aynasının (alttaki beyaz bölümü) rengi hafif sararmış, dış kabuğu kolayca çizilen (örn.tırnakla), fiziksel zarar görmemiş, meyve sapı taze (fazla kurumamış) ve alttan vurulduğunda tok bir ses veren meyveler tercih edilmeli. Emin olmayan tüketiciler karpuzu kestirmeli.”