Kurak günler kapıda

23 Mart 2025

Dün, 22 Mart Dünya Su Günü’ydü. Suya erişim hâlâ dünyanın en önemli sorunlarından biri. Dünya genelinde 1.6 milyar insan güvenli içme suyuna erişemiyor. Ve küresel iklim değişikliği, gezegenin su bütçesini her geçen yıl daha da azaltıyor. Yaşanan su krizinin ayak sesleri, artık bizim coğrafyamızda da hissediliyor.

Konya’da geçen hafta içme suyunun sulama amaçlı kullanımı yasaklandı. Nedeni ise şehre su sağlayan barajdaki su seviyesinin yüzde 10’un altına düşmesiydi. Üstelik kış döneminde yaşandı bu gelişme. Daha önümüz yaz! Yağışların beklenenin çok altında gerçekleşmesi, bölge için ciddi bir susuzluk riskine işaret ediyor.

Diğer yandan görece daha fazla yağış aldığı düşünülen Marmara’da da, henüz yaz gelmeden su sıkıntısı baş gösterdi. Türkiye’nin 5’inci büyük gölü olan İznik Gölü havzasında, su seviyesi kritik eşiğe ulaştı. Devlet Su İşleri (DSİ), gölün su seviyesindeki azalma nedeniyle tarımsal

Yazının Devamı

Hurmada kalıntı riski

16 Mart 2025

AB Gıda Alarm Sistemi’ne yansıyan uyarılar hurmada limit aşan pestisit kalıntılarına işaret ediyor. Pazarda ve tezgâhlarda çoğunlukla açıkta satışa sunulan, uygun ortamda muhafaza edilmeyen, nemli ortamda uzun süre bekletilen hurmada zehirli toksin riskine dikkat çekiliyor.

Hurma, ramazanla özdeşleşmiş bir meyve. Ramazan aylarında tüketimi önemli miktarda artıyor. Çok da besleyici. 100 gramı yetişkin bir bireyin günlük enerji gereksiniminin yüzde 13’ünü karşılayabiliyor. Aynı zamanda antioksidan kapasitesi yüksek, bol lifli ve bol mineralli bir meyve. Ancak her meyvede olduğu gibi, hurmada da belirli riskler söz konusu.

Hatırlarsınız hurmaya benzer özellikler taşıyan kuru inciri yıl boyunca yerden yere vurduk. Avrupa’ya ihraç edilen kuru incirlerdeki kanserojen aflatoksin oluşumuna yönelik Türkiye’ye iadeler nedeniyle belki de birçoğumuz artık kuru incir yemekten imtina ediyordur. Diğer yandan aynı risk hurma için de geçerli. Hurma da kurutulan bir meyve olduğu için aflatoksin oluşumuna açık bir gıda

Yazının Devamı

Kadınların gücü fındıkla birleşince

9 Mart 2025

Türkiye bir fındık ülkesi ama gençler biraz uzak duruyor fındık bahçelerinden. Ancak 4 kız kardeş, fındığa öyle bir dokunmuşlar ki, Belçika’ya fındıklı çikolata ihraç etmeye başlamışlar...

Giresun’da 2 ay önce bir fındık çalıştayı düzenlendi. O çalıştaya katılan Giresun Valisi Mehmet Fatih Serdengeçti’nin bir tespiti son derece çarpıcıydı: “Dedelerinin diktiği fındığa bugün torunlar bakmıyor. Gençler, bahçelerinin sınırını bile bilmiyor.” 

Oysaki fındık, o yöre için âdeta eşsiz bir hazine. Çünkü dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini tek başına Türkiye yapıyor ve özellikle çikolatanın değdiği hemen her gıda ürününün en temel hammaddesi fındık. O yüzden fındık ihracatında da yüzde 70’lik bir paya sahip Türkiye. Ama buna rağmen, hem fındık bahçeleri hem de fındığı üretenler yaşlanıyor. Gençler ise bu zengin mirasa sahip çıkmak konusunda pek de istekli görünmüyor. Bu gidişatı önlemenin tek

Yazının Devamı

Yaban hayatını beslemeyin!

2 Mart 2025

Yarın, Dünya Yaban Hayatı Günü. 2024 Yaşayan Gezegen Raporu’na göre tatlı su ekosistemlerindeki popülasyon kaybı, yüzde 85 olarak ölçülürken, karasal ekosistemlerdeki kayıplarsa yüzde 69’a ulaştı.

Yarın, Dünya Yaban Hayatı Günü. 2024 Yaşayan Gezegen Raporu’na göre, sadece 50 yıl içinde (1970-2020), izlenen yaban hayatı popülasyonlarının ortalama büyüklüğünde, yüzde 73’lük oranda dramatik bir düşüş yaşandı. En ağır kayıp ise yaşamın filizlendiği suda. Tatlı su ekosistemlerindeki popülasyon kaybı, yüzde 85 olarak ölçülürken, karasal ekosistemlerdeki kaybın ise yüzde 69’a vardığı belirlendi.

Dünya genelinde gerçekleştirilen yaban hayatı izleme çalışmaları, doğada ve biyoçeşitlilikte her anlamda bir düşüş yaşandığına işaret ediyor. Yaşanan kayıpların bazıları küçük ölçekli; ancak türlerin birbiriyle ilişkisi göz önüne alındığında, yol açabilecekleri toplam etkinin büyük ve hızlı bir değişimi

Yazının Devamı

Tağşiş listesinde hep onlar var

23 Şubat 2025

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı gıdada tağşiş ve taklit listesi neredeyse her yıl kendini tekrar ediyor. Çünkü listeye bir giren neredeyse çıkmıyor. Tağşişçilerin ürettiği hileli ürünlerse her yerde satışta

Adı Sabri Akın. Türkiye’nin ‘gıda yüzsüzleri’ listesinin en tepesinde yer alıyor. Bugüne kadar açıklanan, gıdada tağşiş ve taklit listelerinde, 122 kez onun adı geçiyor. Sahibi olduğu 71 ‘zeytinyağı’ markasıyla, halka zeytinyağı adı altında ne olduğu belirsiz sıvılar satmış. Gerçi hâlâ satıyor. Özellikle e-ticaret siteleri, Sabri Akın ve onun gibi ‘uslanmaz tağşişçiler’in ürettiği, hileli zeytinyağlarıyla dolu. 

Bir diğer rekortmen tağşişçilerden biri de Zeki Koçhan. Kendi adına kurduğu şirketiyle, tam 19 kez tağşiş listesinde yer aldı. Yine Koçhan’a ait Öz Dedeoğlu Grup Gıda ise 13 markasıyla, tağşişten yakalandı. Toplam 32 kez tağşiş listesine giren Koçhan da vatandaşa zeytinyağı yerine, hileli karışım tohum yağları satan gıda yüzsüzlerinden. 

Ta

Yazının Devamı

Bitkilerin gizemli tarihi

16 Şubat 2025

Bitkilerin insanlık tarihiyle iç içe geçmiş hikâyeleri oldukça ilginç. Hep iç içe yaşadığımız bitkilere mitolojinin gizemli penceresinden bakıyoruz.

Bizden önce yeryüzünde bitkiler vardı. Ve insanlık, tarih boyunca bitkilerden faydalanarak gelişti. Yiyeceğini de onlardan sağladı, eşyasını da ilacını da… Kurduğu medeniyetlerde de bitkiler hep başrolde yer aldı. Bitkiler, kültürel, dinî ve mitolojik anlamlarıyla da insanlık tarihinde derin izler bıraktı. Bu izlerin en net kanıtı ise mitolojik öyküler. O öykülerden bazılarının yansımaları günümüze de uzanıyor.

Mesela kardelen… Homeros’un “İlyada” eserinde, unutkanlık büyüsüne karşı kullanıldığı anlatılır. Cadı Kirke’nin unutkanlık zehriyle zehirlediği Odysseus’un mürettebatı, Hermes’in verdiği kardelen bitkisiyle unutkanlıktan kurtulur. Günümüzde ise kardelen (Galanthus spp.) bitkisi, Alzheimer tedavisinde kullanılıyor.

Mitolojik kayıtlar, böğürtlenin de asırlardır ilaç olarak kullanıldığını gösteriyor.

Yazının Devamı

Tsunami senaryosunda riskli noktalar

9 Şubat 2025

Deprem en büyük korkumuz. Başta İstanbul olmak üzere birçok kentte, olası depremin yol açabileceği felaketler, yüreğimizi ağzımıza getiriyor. Hepimizi endişelendiren depreme bağlı felaket senaryolarından biri de tsunami. Tarihsel kayıtlar Türkiye coğrafyasında çok sayıda tsunami yaşandığını, hatta büyük İstanbul depreminde tsunami dalgalarının, surları aşacak kadar büyük olduğunu gösteriyor.

Heyelan olursa!

Kuzey Anadolu Fay hattının tabanından geçtiği Marmara Denizi, tsunami açısıdan en riskli denizlerimizden biri. Olası bir depremde, deniz tabanında heyalan yaşanma ihtimali, Marmara çevresinde yaşayan milyonlarca insan için büyük tehdit unsuru. Jeolog Prof. Dr. Celal Şengör, heyelan yaşanması durumunda, Marmara kıyılarına 7 metre büyüklüğünde tsunami dalgalarının vurabileceğini belirtiyor. Şengör’ün verdiği bilgiye göre bu parametre, Türk Hava Kuvvetleri’nin talebiyle yapılan araştırmadan elde edilmiş. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün

Yazının Devamı

‘Görünmez katil’ görünür oldu!

2 Şubat 2025

Yüksek basınç ve sisin etkisiyle başta İstanbul olmak üzere birçok kentte hava kirliliği değerleri, sağlığı tehdit edecek seviyelere ulaştı. Tek çözüm dışarı çıkmamak veya maske takmak mı?

‘Görünmez katil; hava kirliliği. Dünya genelinde yılda ortalama 8 milyon insan, hava kirliliği kaynaklı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiriyor. Hava kirliliği, yüksek tansiyondan sonra, erken ölüme yol açan ikinci risk faktörü. Bu nedenle de ‘görünmez katil’ olarak anılıyor. Ve maalesef bu ‘katil’, bizim coğrafyamızda da can alıyor. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun yayınladığı ‘Kara Rapor’a göre, 2022 yılında Türkiye’de gerçekleşen ölümlerin 68 bin 440’ı hava kirliliğine bağlı hastalıklar sonucu meydana geldi.

Bu ölümlerin nedeni ise kirlilik seviyesinin ülke genelinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarının üzerinde olması. Geçen hafta, ‘görünmez katil’ dediğimiz hava kirliliğinin İstanbul’da görünür olduğuna

Yazının Devamı