Zavallı Yunanlılar (!) halkın gırtlağını sıkan “zalim” Troyka’dan (Avrupa Merkez Bankası + Avrupa Birliği + IMF) nasıl kurtulacak diyerek, işi gücü bıraktık, kendi dertlerimizi unuttuk, üzüm üzüm üzülüyoruz. Büyüklerimiz, “Allah kimseyi gördüğünden geri komasın” derlerdi. İşte o biçim, Yunanlılar da, “Alıştıkları gelir ve yaşam seviyesinden geriye gitmek istemiyorlar.”
İyi de Yunanlılar geriye gitmek istemedikleri o gelir ve yaşam çizgisine, o maaşlara, emeklilik ödemelerine, sosyal haklara ülkemin kendi imkânlarıyla ulaşamadılar ki... Avrupa Birliği’ne katılmaları ile ülkeye hibe ve kredi olarak akan paralar, ülkenin kendi imkânlarına eklenince, halkın gelir ve yaşam şartları olması gerekenin üzerine çıktı.
Borçsuz yaşayamazlar
Yunanistan eskisi gibi borçlanmadan (borçlanmaya devam etmeden) Yunanlıların bugünkü gelir ve yaşam seviyesinde kalmaları imkânsız.
Borçlarını ödeyip ödeyemeyeceklerini unutalım. Ama bundan sonra eskisi kadar borçlanamayacaklarsa “Yunanlılar, Yunanistan’ın geliri kadar, gelir ve yaşam seviyesine razı olacaklar.”
Anadolu deyimi ile “Ayaklarını yorganlarına göre uzatacaklar.” Bunun için de gelir ve harcama güçlerinde kısıntı zorunluluğu var. Buna da “kemer sıkma” adı veriliyor.
Yunanlılar bir yanda hâlâ bu “kemer sıkma” zorunluluğunu kabullenemiyorlar, öte yanda da alacaklılara “Borçları ödeyemeyiz. Borç almadan ekonomimizin çarkı dönemez. Bir süre daha borç vermeye devam edin” diyorlar. Alacaklılar “Tamam eski borçları yapılandıralım. Biraz daha can suyu verelim ama önce siz de ayağınızı yorganıza göre uzatmak için, borçlanarak sürdürdüğünüz gelir ve yaşam çizgisini geriye çekin” diyorlar.
Bize kim acısın?
“Zavallı Yunanlılar”, kemer sıkacaklar da hangi gelir ve yaşam düzeyinden sıkacaklar? Türkiye’de kişi başı milli gelir 10 bin dolarlarda iken, Troyka’nın bugüne kadar cömertçe aktardığı paralarla 20 bin doların üzerine çıkan kişi başı milli gelirden birazcık geriye gitmeyi göze almak için “kemer sıkacaklar.”
Afganlılara, Iraklılara, Suriyelilere, Mısırlılara, Filistinlilere acıya acıya perişan oluyorduk. Şimdi Yunanistan acısı öne çıktı.
Ona acı,buna acı... Biz kendi işimize ne zaman bakacağız? Bize kim acısın?