Yunanca ‘oxi’, yani ‘hayır’ demek kolay da… Acaba bundan sonra “N’olur ?”
Unutalım Yunanistan’ın borçlarını nasıl ödeyeceğini, şimdi Yunanistan’ın derdi bankaların açılması, bankada parası olanların paralarını çekebilmeleri, memur ve emeklilerin maaşlarının ödenmesi.
Bankalarda euro yok. Yunan Merkez Bankası’nın euro basması imkânsız. Euro’yu gönderse, gönderse Avrupa Merkez Bankası gönderir.
Ama Avrupa Merkez Bankası‘nın Yunanistan’a para göndermesinin sınırları var.
Merkez Bankası eski Başkanlarından Yaman Törüner’e, Avrupa Merkez Bankası’nın Yunanistan’a nasıl euro gönderebileceğini sordum.
Yaman Törüner’in anlatımına göre, Avrupa Merkez Bankası ülkelere dağıtacağı euro miktarını Avrupa Birliği’nin (AB) kıstaslarına göre belirliyor.
Hukuk sorunu...
Önceden belirlenen limitlere göre, Yunanistan’daki bankalara sınırlı bir miktarda daha euro akıtma şansı var. Fakat bu, Yunan bankalarının normal çalışma düzenine geçmelerine, Yunan Maliyesi’nin ödemelerini düzenli yapmasına yeterli ölçüde değil.
Yunanistan’da oylamanın hayır çıkması sonucu, Başbakan Aleksis Çipras’ın politikası ne olacak? Troyka’nın politikası ne olacak?
Troyka (AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası) ortaklığı devam edecek mi? Troyka “Yunanistan’ın iflasına kapı açabilir mi?”
Bu konuda Prof. Dr. Ünal Tekinalp’in “Uluslararası Hukuk” ilkelerine dayalı ilginç bir değerlemesi var.
Ünal Tekinalp AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası’nın birlikte eyleme geçmelerini uluslararası hukuka aykırı görüyor. Diyor ki,
n Avrupa Merkez Bankası bağımsız bir kurumdur. AB liderlerinin yönetimindeki Troyka içinde, politikacıların politika ağılıklı karar ve eylemlerine katılamaz.
n IMF uluslararası bir örgüttür. IMF’in Başkanı genel kuruluna, icra kuruluna karşı sorumluluk taşır. IMF Başkanı, AB liderlerinin yönetimindeki Troyka’da, politik ağırlıklı kararlara uyarak bir ülke için eylem kararlarına katılamaz.
Ünal Tekinalp AB’nin, Avrupa Merkez Bankası’nın ve IMF’nin Yunanistan ile aralarındaki ilişkileri ayrı, ayrı ele almaları halinde çözümün daha kolay olacağını belirtiyor.
Türkiye’yi AB’ye almadılar...
Kazandık mı, kayıpta mıyız?
Yunanistan AB’ye üye oldu. Para birliğine katıldı. Drahmi yerine euro kullanıyor. Şimdi başı dertte.
Acaba Yunanistan AB’ye girmese, para birliğine katılmasa, açık anlatım ile bizim gibi AB dışında kalsa idi durumu daha mı iyi olurdu?
Bırakınız Yunanistan’ı, biz eskiden beri Avrupa’da kendimizi İspanya, Portekiz ile karşılaştırırız. İspanya, Portekiz bir zamanlar bizimle aynı durumda idi. Şimdi borçları var. İşsizlik oranları yüksek. Acaba onlar da AB’ye girdikleri için mi dertliler?
Ekonomilerin hedefi üretimdir. Üretimin göstergesi Milli Gelir rakamıdır. Bir ülkede üretim artışından, gelir artışından halkın yararlanıp yararlanmadığı, kişi başına milli gelir rakamına bakılarak değerlendirilir.
Milli gelir önemli
Kişi başı milli gelir rakamı ülkede insanların katma değer yaratma ve de bu katma değer karşılığı gelir elde etme gücünü gösterir.
1) Kişi başı milli gelirde, İspanya dünya sıralamasında 30.2 bin dolar ile 28’inci sırada. Portekiz 22.1 bin dolarla 37’nci sırada. Yunanistan 21.6 bin dolarla 38’inci sırada. Türkiye 10.4 bin dolar kişi başı gelir ile 67’nci sırada (IMF’nin 2014 yılı sıralaması).
2) Türkiye’nin borçlarının milli gelire oranı yüzde 33.5 iken, İspanya’nın yüzde 97, Portekiz’in yüzde 130.2, Yunanistan’ın yüzde 178.0 oranında.
3) İşsizlik, Türkiye’de yüzde 9 dolayında iken, İspanya’da 22.7 oranında, Portekiz’de yüzde 13.0 oranında. Yunanistan’da yüzde 26.5 oranında.
4) AB otoriteleri, İspanya’nın 68 milyar euro’luk, Portekiz’in 76 milyar euro’luk, Yunanistan’ın 240 milyar euro’luk borcunu yapılandırmak zorunda kaldılar. Türkiye, borçlarını kendi gücüyle ödüyor. Yeniden borçlanabiliyor.
Treni kaçırdık
Görülüyor ki, bizim borçluluk durumumuz çok iyi. Borç sorunumuz yok. İşsizlik bizim için yüksek ama, Yunanistan, ispanya ve Portekiz’den çok daha iyi durumdayız.
Ne var ki, biz üretimde, büyümede, kişi başı gelirde treni kaçırmış durumdayız.
İspanya, Portekiz, Yunanistan, AB fonlarından yararlanarak alt ve üst yapı yatırımlarını geliştirdi. Ekonomilerinin üretim ve gelir yaratma gücünü artırdı.
İşte bu nedenle biz krizde değiliz ama, bizim ülkemizde kişi başı gelir krizden bunalan Yunanistan’daki kişi başı gelirin yarısı durumunda.