Bütçe açığı ve de dış ticaret açığı olan bir ülkenin, milli para yerine, para birliğine katılması (euro’ya geçmesi) halinde başının derde girmemesi imkânsız.
1) Milli para kullanan ülke, bütçe açığını, milli parayla borçlanarak -iç borç- kapatır. Euro’ya geçmiş ise, euro ile borç kullanmadan bütçe açığını kapatamaz.
2) Milli para kullanan ülkeler, iç borçlanmada zorlanırlar ise, para basarlar. Euro kullanan ülkeler, para basamaz ancak maaş ve ücretleri, sosyal harcamaları keserek, ödemeleri azaltarak dengeye ulaşabilirler.
3) Milli para kullanan ülkeler para değerini gerektiğinde ayarlayarak, rekabet şansı olmayan ürünlerine ihracat fırsatı yaratabilirler. Euro ile üretim ve ihracat yapan ekonomilerde, ürünlerin rekabet şansı yoksa ihracatı artırma imkânı da yoktur.
4) Bütçe açığı ve dış ticaret (döviz açığı) sorunları olduğu halde euro sistemine giren bir ülkenin tarım ve sanayi üretimini artırması, istihdam sorununu çözmesi, büyümesi imkânsızdır.
5) Euro (ortak para birimi) kullanma işi bütçe geliri giderine denk, ihracatı ithalatına denk, hatta ve hatta bütçe fazlası, dış ticaret fazlası veren ülkeler için çok çok iyidir. Yunanistan gibi ülkeler için ise çok çok kötüdür.
Yaşam borca bağlı
AB, IMF ve Dünya Bankası’ndan Yunanistan’a gönderilen “hibeler” yenildi, gitti. Şimdi borç olarak gönderilen paralar isteniyor. İyi de... Yunanistan neden borçlandı?
- Yunan hükümetleri gördüler ki borçlanmadan kolay bir şey yok. Bütçe ne kadar açık verse, dış ticaret ne kadar açık verse borçlanılarak kapatılıyor.
- Ödemelerdeki kısıntılara rağmen bugün bile kredi desteği olmadan bütçeden zorunlu ödemelerin sürdürülmesi imkânsız.
- Bu durumu umursamayan alacaklılar, Yunanistan’ın bütçesinden borç taksitine ve faiz ödemelerine para ayırmasını bekliyorlar. Bunun için Yunanistan’ı zorluyorlar.
- İnek saman yemeden süt veremez. Borçlular ineğin samanını önünden aldılar. Saman vermiyorlar. Süt sağmaya çalışıyorlar. İnek ölmek üzere.
Çözüm, çözümsüzlük...
Peki Yunanistan’ın geleceği ne olur?
Yunan halkı pazar günü “Evet” veya “Hayır”a oy verecek.
- Evet denilirse, euro kullanımı sürecek. AB’nin koyduğu şartlarda kemer sıkılacak. Evet demek, AB’nin şartlarında kemer sıkmak, çalışanların, emeklilerin gelirlerinde, sosyal haklarda gerileme demektir. Büyümeden vazgeçmek, işsizliğin artması demektir.
- Hayır demek, “ölümü-iflası göze almak” demektir. Euro’dan, para birliğinden, hatta gerekiyorsa AB’den çıkmak demektir.
Hayır denince iki olasılık belirir:
1) Almanya başta olmak üzere AB ülkeleri Yunanistan’ın bu kararının AB’nin parasal bütünlüğünü ve politik bütünlüğünü bozmaması için ödün vermeye başlarlar.
Önce tansiyonu düşürecek, daha sonra da sorunu zamana yayacak tedbirler alırlar.
2) Yunanlılar parasal birlikten ayrılırlar. Euro’dan drahmiye geçerler.Ülke çok büyük bir enflasyon yaşar. Yunanlılar fakirleşirler. Yeni dünya kurulur. Komşu o dünyada yerini alır.
Büyük olasılık, oylamadan “hayır” çıkmasıdır. AB, IMF ve Dünya Bankası üçlüsünün Yunanistan’ı AB ve euro bölgeleri içinde tutmak için ödünler vermeleridir. Böylece Yunanistan’ın AB’ye ve euro’ya bağlılığının devam etmesidir. Bu durumda ise, Yunanistan ölmez ama sürünmeye devam eder.