Domuz gribi geliyor diyerek halkımızı günlerce korkuttular. Özellikle çocukları olan aileler perişan oldu. Çok kişi gereksiz yere ve riski göze alarak aşılandı. Sonuç:
- Domuz gribi salgını palavra çıktı. Domuz gribinden ölenlerin sayısı normal gripten ölenlerin sayısının çok altında kaldı.
- Satın alınan aşılar kullanılmadı. Aşılara 1 milyar TL’ye yakın para ödendi. Elde kalan aşıların ne yapılacağı bilinemiyor.
Bu komediye bizde kamuoyunun tepkisi yok. Almanya’da ise kıyamet kopuyor.
Alman medyası uzun süredir, Dünya Sağlık Örgütü’nü suçlayan yayınlar yapıyor. Uluslararası dev ilaç firmalarının baskısıyla örgütün domuz gribi tehlikesini abarttığı belirtiliyor. Verilen rakamlar doğru ise, kuş gribi alarmı sağlık sektöründe 2.2 trilyon dolarlık iş hacmi yaratmıştı. Domuz gribi alarmı ise dünya genelinde bu rakamın iki katı bir iş imkânı ortaya çıkarmış. Az sayıda aşı üreticisi firma Dünya Sağlık Örgütü‘nü kullanarak büyük paralar kazanmış.
Şimdilerde Almanya’da elde kalan aşıların üretici firmalara iade edilerek, bütçeden ödenen paraların geri alınıp alınamayacağı tartışılıyor.
Aşılar elde kaldı
Domuz gribi tartışmaları başladığında Sağlık Bakanlığı’nın Glaxo Smith Kline ve Sanofi Pasteur isimli aşı üreticilerine 43 milyon doz aşı sipariş ettiği haberleri medyada yer aldı. Bakanlık daha sonra 33 milyon dozluk siparişi iptal etti. Dozu 5.4 euro’dan 8 milyon 400 bin doz aşı ülkeye getirildi. Domuz gribi aşısı ithalatı için 900 milyon-1 milyar TL ödeme yapıldı.
İyi de bu aşılar ne oldu? Milliyet’te dün Mithat Yurdakul’un Ankara çıkışlı bir haberi vardı. Bu habere göre, Sağlık Bakanlığı elde kalan aşıları bedava verecek. Verecek de, alacak ülke bulamıyor.
Tabip odalarından bilgi elde etmeye çalıştım. Bana anlatıldığına göre, Sağlık Bakanlığı bu konularda kamuya bilgi vermiyor. Bu nedenle kesin olmayan rakamlar konuşuluyor. Bugüne kadar
3 milyon 500 bin doz aşının kullanılabildiği, 5 milyon doz dolayındaki aşının elde
kaldığı söyleniyor.
Üretimi durdurduk, satın alıyoruz!
Olan bitenin bir de acı yanı var. Tavuk gribi, domuz gribi aşılarını satın almak için ve de her yıl olağan aşı ihtiyacını karşılamak için Sağlık Bakanlığı dışarıya bunca dövizi ödüyor da, Türkiye’de aşı üretmek için 1928 yılında kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü modernize ederek ülkede aşı üretimini sürdürmeye karşı geliyor.
Türkiye dünyada kuduz aşısını ilk defa üreten ülkelerden biridir. Yıllarca tifo, dizanteri, kolera, veba, mememgokok, stafilokok, boğmaca, brucella, nezle, verem, tatanos, difteri, kızıl, tifüs, çiçek aşısı ve karma aşı ürettik. 1998 yılında verem aşısı üretiminin de durdurulmasıyla insan aşısı üretimine son verilmiş oldu. Aşıyı ülkede üretmekten ise dışarıdan satın almak daha ucuzdur denilerek Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapısına kilit vuruldu.
Dışarıdan aşının nasıl alındığını ve alınan aşılara bol keseden nasıl ödeme yapıldığını domuz gribi hikâyesinde bir defa daha öğrenmiş olduk.
Tunca Bengin
İsrail teröründe neredesiniz?
23 Aralık 2024
Abdullah Karakuş
‘Benim teröristim iyi’ çıkmazı
23 Aralık 2024
Hakkı Öcal
Suriye’de barışı önlemenin yolu: YPG’yi korumak
23 Aralık 2024
Eren Aka
Belediyelerin borç tartışması bitmiyor!
23 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
2025 size ne getirecek? Yengeç | Jüpiter ile şans ve bolluk sizinle olacak
23 Aralık 2024