Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


13 Nisan 1999 tarihinde İstanbul'da Çırağan Oteli'nde imzalanan İstanbul Anlaşması, "Bakü - Ceyhan boru hattının gerçekleşmesi için önemli bir adım" olarak Türk kamuoyuna sunuldu. "- Bu iş yakında olacak" havası pompalandı.
Maalesef "Bu iş yakında olmayacak. Olamayacak". İmzalanan anlaşma bir "formalite"den ibaret.
Önce "formalite"nin ne olduğunu anlatayım. Yürürlükteki 397 sayılı kanuna göre Türkiye dahilinde boru hattı inşa etmek veya ettirmek tekeli Botaş'tadır. İstanbul Anlaşması denilen protokol ile "- Mesela... Es kaza... Günün birinde Türkiye'den boru hattı geçecek ise, bunun Botaş tarafından inşa edileceği veya ettirileceği teyid edilmektedir." Açık anlatımıyla "malumu ilan" söz konusudur.
Gelelim bizim boru hattı "hayalimizin" son durumuna...
Efendim biz Türkler "boru hattı"nı çok severiz. Bizim bu sevgimizi yıllarca İran Şahı Rıza Pehlevi istismar etti. Yıllarca "geçirdim, geçiriyorum" diye bizi hayallerde yüzdürdü. Şah'ı yağladık, yıkadık. Şimdi onun yerini Aliyev aldı. Şimdi Aliyev "geçirdim, geçiriyorum" diye bize hayal pompalıyor. Biz de Aliyev'i el üstünde taşıyoruz. (Atatürk ödülü bile veriyoruz!)
Bakü - Ceyhan boru hattı, bugün için hayal. Nedenlerini sıralayayım:
(1) Bakü'den çıkan petrol miktarı, şu anda 12 - 20 milyon ton dolayında. Bunun bir kısmı içeride kullanılıyor. Bir kısmı Rusya'ya ve eski anlaşmalara bağlı olarak komşulara satılıyor. Kalan petrolü taşımaya da mevcut 300 km.'lik Bakü - Süpsa, 500 km.'lik Bakü - Novorossisk boru hatları yetiyor. Bu iki hattın her biri bugün yılda 5 milyon ton petrol taşıyacak kapasitede. Petrol üretimi arttığında bu hatların herbirinin kapasitesinin 15 milyon tona çıkarılması mümkün.
Bu iki hattın taşıma maliyeti, geçiş ücreti düşük. Petrol şirketlerinde 1 cent'lik maliyet artışı bile önemli.
(2) Eskiden Novorossisk ve Süpsa'ya akacak petrolün İstanbul Boğazı'ndan dünya pazarına nakli tartışılıyordu. Şimdi Karadeniz'de oluşan pazar Boğaz'dan geçmeden bu petrolü tüketecek boyutta büyüyor. Kaldı ki, Varna - Dedeağaç, Varna - Arnavutluk, Romanya - Arnavutluk hatları yolu ile Boğaz'dan geçmeden petrolü pazarlama hazırlıkları da yürüyor.
(3) İngiliz BP şirketinin hakimiyetindeki konsorsiyum Bakü bölgesinde petrol arama ve geliştirme faaliyetlerini yürütüyor. Mevcut petrol üretimini pazarlamak için Süpsa ve Novorossisk hatları yetiyor. 1.300 kilometrelik Bakü - Ceyhan hattının verimli olabilmesi için bu hattan yılda 40 - 45 milyon ton petrol akması gerekiyor. Henüz Bakü'de bu büyüklükte ne kaynak ne de üretim var.
Boru hattına para bağlayacaklar bunu vatan millet aşkına yapamıyor. Hesaba kitaba bakıyor. Petrol ve boru hatlarıyla ilgili her anlaşmanın sonunda bir kayıt bulunuyor: "Bu anlaşmanın tahakkuku ekonomisine, ekonomik bakımdan kazançlı olmasına bağlıdır."
Neyin ne olduğunu bilelim de, boş hayallere bağlı yanlış hesaplar yapmayalım.