Cumhur- başkanı Recep Tayyip Erdoğan dün AK Parti Meclis Kurulu’nda “2019 kırılma noktası” dedi.
Bunu şöyle açıkladı:
“Seçim kazanmak bizim için kolaydı. Leblebi, çekirdek...
Ama...
Bu defa yüzde 50+1 lazım.
Hedefi büyüttük.
Hizmetin oranı ve çapı daha büyüyecek.”
.....................
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu söylemi gerçekçidir.
Aynı zamanda ciddi uyarıdır da...
Çünkü 18 Nisan referandumunda sandıklardan çıkan “EVET” ve “HAYIR” oyları birbirine çok yakındı.
Neredeyse yarı yarıya...
Buna bakarak, 2019 Cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan’ın yüzde 50’nin üzerinde oy alması “düz mantıkla” riskli.
.....................
AK Parti’nin 17 yıllık sürekli iktidarı “Nasıl olsa bu seçimi de kazanırız” zihin alışkanlığıyla rehavete girebilir.
Örgütün bu süre içinde değişmemiş “yerel beyleri” metal yorgunluğu sendromu gösteriyor olabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, olağanüstü kongreyle AK Parti Genel Başkanı seçildikten sonra tozları atıp, yeni ve taze bir rüzgâr estirmek çabasında.
.....................
Ayrıca...
Örgüt içinde “FETÖ’cü kriptoların” hâlâ kalmış olabileceği kuşkuları da var.
Bunların bir kısmının, gereken çalışmayı yapmak bir yana, köstek olma potansiyeli dikkate alınıyor sanırım.
Hatta...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü konuşmasındaki “AK Parti örgütünün yeniden düzenlenmesinde MİT istihbaratından da yararlanıldığı” iddiası gerçekse “FETÖ’cü araştırmaları ciddi boyutta.”
KILIÇDAROĞLU ADAY MI?
Erdoğan’ın “hedef büyütmesinde sonuç alma şansı” karşısına çıkacak rakibin/rakiplerin kim olacağıyla da orantılı.
Ekmeleddin İhsanoğlu “kolay lokmaydı.”
Peki...
Ya 2019’da?
Başkent kulislerinde “26. Genelkurmay Başkanı Em. Org. İlker Başbuğ’un” adı dolaşmakta.
Ancak...
Asker kökenli olması, HDP tabanından oy alma engeli gibi nedenler de -zengin donanımına ve sağlam kişiliğine rağmen- şimdilik zayıf görünen bir olasılık.
Ergenekon kumpası kabak gibi ortaya çıkmışken, Anayasa Mahkemesi’nde yeniden yargılanması halinde bu olasılık daha da azalır.
Bir diğer “aday adayı” olarak adı geçen Meral Akşener için de “şansı az” denebilir.
Her şey bir yana...
Akşener’in arkasında, onun için çalışacak büyük bir parti örgütünün olmayışı “aksak ritimle” yarışması demek olur.
Siyasette -9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in söylemiyle- “24 saat bile uzun süredir.”
Bir sürpriz isim çıkabilir mi?
Abdülkadir Selvi’nin dünkü Hürriyet’te işaret ettiği “Macron örneği” mesela.
Fransa’da sadece 1 yıllık siyaset tecrübesiyle Macron diye, 40’ına bile varmamış bir aday çıktı ve başkan seçiliverdi.
......................
Samuel Beckett’in ünlü oyunu “Godot’yu Beklerken” oyununda bütün beklentilere rağmen “Godot” gelmez.
Türk işi bir “yerli ve milli (!!) Macron’u” da 18 Nisan’daki “HAYIR” blokunun bekleyişinin sonuçsuz kalması sürpriz olmaz.
AK Parti kurmayları da bunu görüyor olmalılar ki -Abdülkadir Selvi’ye göre- “Kemal Kılıçdaroğlu 2019’da Cumhurbaşkanı adayı olur” görüşündelermiş.
Kılıçdaroğlu aday olur mu?
Bu sorunun yorumu bir başka yazıya.
