Geride kalan salı akşamı…Koç Grubu’nun İstanbul Kuruçeşme’deki tesisleri…
Kürsüde Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç “Bu yılki Vehbi Koç Ödülü’nün KAHEV’e (Kadın Hekimler Vakfı’na) verildiğini” açıklıyor. 10 binlerce Türk Kadın Hekimin katkıda bulunduğu bu vakfı yürekten alkışlıyorum.
Ve… “Zaman tünelinde” 100 yıl öncesine bir yolculuk yapıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Kadın Hekimi
Safiye Ali’dir. 1924 yılında Uluslararası Kadın Doktorlar Cemiyeti’nin düzenlediği kongrede delegelere şöyle seslenmişti:
Şimdiye kadar, memleketimizde kadın doktorlara müsaade edilmediği için kadın hekim yetişmemiştir. Ben ilk ve
tek kadın hekimim. O nedenle burada Türkiye’deki kadın doktorları değil, yakın gelecekte yetişecek Türk kadın doktorlarını temsil ediyorum.
İlk Kadın hekim Safiye Ali’nin öyküsünü daha sonraki satırlarda anlatacağım.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç: “KAHEV, çağdaş ve müreffeh bir topluma ancak eğitim
yoluyla erişebileceğimiz anlayışıyla da takdire şayandır.”
VEHBİ KOÇ’UN 28. VEFAT YIL DÖNÜMÜ
Kuruçeşme’deki Vehbi Koç Ödül törenine dönelim. Ömer M. Koç bu yılki ödülünü KAHEV’e veren Vehbi Koç Vakfı’nı anlattı.
Bazı seçmeler sunuyorum.
Ödül töreni vesilesiyle kurucumuz
merhum Vehbi Koç’u 28’inci yılında rahmet
ve minnetle yad ediyoruz. Türkiye’nin ilk “özel vakfı” olarak 55 yıl önce kurulan Vehbi Koç Vakfı “Üstümüze Vazife” diyerek toplumsal kalkınmayı desteklemiştir.
Bugüne kadar 50 binden fazla gencimize burs sağlamış okul, yurt, hastane ve tıp merkezleriyle milyonlarca insanın hayatında iz bırakmıştır. Vehbi Koç “gençliğin yetişmesine ve ülkenin kalkınmasına hizmet, insanlık ve vatan borcudur” diyerek eğitime verdiği önemi vurgulamıştı.
Vehbi Koç Ödül Töreni’nde muhterem Vehbi beyi andık.
CUMHURİYET KADINLARI
KAHEV “Cumhuriyet Kadınları dayanışmasının” çok özel örneklerinden biri. Yönetim Kurulu Başkanı Uzman Doktor Demet Orhan Başer, “Vehbi Koç Ödülü’nü almaktan onur duyduklarını” söyleyerek şöyle dedi:
Biz Cumhuriyetimiz sayesinde eğitim olanaklarıyla buluşabildik. Cumhuriyet kadınları olarak önce kendi mesleklerimizi kazandık, ardından topluma yararlı işler yapma aşamasına geldiğimizi fark ettik. Verdiğimiz her burs, yenilerini yaptığımız her okul yardımı diğerini doğurdu. Buna inanmış Türkiye’nin dört bir yanından on binlerce kadın hekimle ülkemizin gençleri ve eğitimi için daima çalışmaya devam edeceğiz.
Doğru yoldasınız kızlar.
……………………
Bakın 100 yıl önce Cumhuriyetin tek ve ilk kadın hekiminden on binlerce kadın hekime gelmişiz. KAHEV Başkanı Demet Orhan Başer Vehbi Koç Ödülünü almanın onurunu vurgularken on binlerce Türk kadın hekim adına Atatürk’ümüze “yürekten bağlılığını” da seslendirdi.
İlk Türk Kadın hekimi Safiye Ali…
Dr. Safiye Ali mezarı başında anıldı.
Cumhuriyetin ilk kadın hekimi
Cumhuriyet döneminin ilk kadın hekimi Safiye Ali 1894’te İstanbul’da dünyaya gelir.
Babası Sultan Abdülaziz ve Abdülhamid’in yaveri Ali Kırat Paşa, annesi 17 yıl Mekke’de Şeyhülislamlık yapmış olan Hacı Emin Paşa’nın kızı Emine Hasene Hanımdır.
1916’da Amerikan Kız Koleji’nden mezun olur. Daha 16 yaşındayken, İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca ve Rusça bilmektedir.
Türkçe hocası ise Tevfik Fikret’tir.
İçinde “hekim olmak” tutkusu alev alev yanmaktadır. Ancak Osmanlı’da Tıp okulları kadın öğrenci almaz,
doktorluk yapmaları yasaktır.
Bunun üzerine burs sağlayarak tıp tahsili için Almanya’ya gider.
7 yıl eğitim sonunda “Bebeklerde İç Paikmenenjit kanaması” konulu bitirme teziyle 1921’de mezun olur.
1 yıl kadın hastalıkları ve 2 yıl da çocuk hastalıkları olmak üzere Dortmund Tıp Fakültesinde eğitimini sürdürür. Aynı üniversiteden Alman arkadaşı Doktor Ferdinand Krekeler ile evlenir.
Eşi Müslümanlığı seçer ve adını Ferdi Ali olarak değiştirir.
Doktor Safiye Ali 1923 yılında “doktorluk yapma izni” alır, Cumhuriyet tarihine ilk kadın hekim olarak adını yazdırır.
Eşiyle birlikte serbest doktorluk yaparlar, ayrıca İstanbul’da kurulan “Süt Damlası” kamu yararı girişiminin yönetiminde yer alır. Hilal-i Ahmer Cemiyeti Hanımlar Merkezi Küçük Çocuklar muayenehanesinde çalışır. Ayrıca Amerikan Koleji’nde açılan ilk kız tıp okulunda hocaık yapar. “Tıp eğitimi veren ilk kadın öğretim üyesi” olur.
Feminist harekete katılarak Türk Kadınlar Birliği Sıhhıye Komisyonu Başkanlığını da yürütür. “Kadın, erkek eşitliği” için etkinliklerde öncü olur.
“Fuhuşla mücadele” konusunda da hep öndedir.
VE KANSER
Safiye Ali’ye kanser teşhisi konulunca eşiyle birlikte Almanya’ya gider. İkinci Dünya Savaşı yıllarıdır.
Sağlık durumu izin verdiği sürece mesleğini sürdürür. İyileşince eşiyle birlikte yeniden Türkiye’ye döner.
Fakat ülkesinin tadını çıkaramadan hastalığı nükseder. Bir kez daha -tedavi için- Almanya’ya döner.
5 Temmuz 1952’de Dortmund’da henüz 58 yaşındayken hayata veda eder. Ölümü üzerine mezun olduğu Dortmund Üniversitesi yas ilan eder.
Dortmund Merkez Mezarlığındaki cenazesinde Prof. Dr. Lehmann Safiye Ali için şöyle der: “Safiye’nin yüreği bir pırlantaydı. O yüksek ruhlu bir varlıktı. Bizim kalbimizde hayranlık duyduğumuz, büyük bir yardımsever melek olarak yaşayacaktır…”
Ve sonsöz Yüce Atatürk’ümüzden…
“Kadınlar içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.”
Atatürk’ün gösterdiği hayat yolu ne yazık ki hala -tam- gerçekleşebilmiş değil.
Dr. Zaruhi Kavalciyan ise Osmanlı dönemin ilk ve tek kadın hekimidir. Babası da hekimdi, kızını ABD’ye gönderdi. Boston Tıp Fakültesi’nden mezundur.